‘Ben onca emek verdim tiyatroya’
Demiştin ya bir gün;
‘Hepsi boşaymış’;
Yanıldın oysa,
Ne de güzel oynadım karşında,
Bir çırpıda atılan kahkahayı...
Ben sahneye çıktığımda sen yoktun;
Uyuya mı kalmıştın,
Yoksa çok mu yorgundun,
Ya da artık özlemez mi olmuştun,
Bir gevrek ‘merhaba’ dan yoksun,
Ağaçlarla, kuşlarla konuştum,
Ne mi, onlara seni sordum;
Bana kahkaha çakmayı öğrettiler,
Sonra mı, çekip gittiler birer birer...
Kalakaldım bir başıma,
Oturdum ağladım sahnede,
Öyle aciz, öyle güçsüz ve de,
Öyle suçsuzdu ki yüreğim,
Rollerin değişmesini bekledim,
Ne demiştin:
‘Şimdiyi yaşamayı dene! ’;
Geçmişim de, geleceğim de,
Şu anım gibi sendin;
Oysa bu fare deliğinde,
Düşündüm de,
Kendimce,
Zamansızlığı öğrendim ben,
İğrendim
Zaman ve mekanla sınır biçmekten
Hislere,
İğrendim
Bir dem su gibi boğaza dolmaktan,
Dahası, dolup iki dakika sonra
Boşalmaktan,
Nedir bu sancı, nedir?
Sol yanım yar içinde,
Yar,
Yokluğundan...
Neden sonra bir ara,
Baktım, karşımdasın!
Nasıl kanatlanmaz bu yürek,
Kanatlanıp da uçmaz tavana dek?
Onca bekledim seni,
Saatler, tik taklar,
Geceler arkasında,
Gündüzleri saklar;
Sen görünmeden ufukta,
Önümde uzanan yollar kara,
Geç kalınmış bir aşkın,
Dönüşü olmaz ne fayda...
Benim sahnem benzemezdi
Yol geçen hanına,
Açmazdı öyle her oyuncuya
Kapısını,
Öyle bir karakter ki üstüme sinen,
Kostümsüz,
At atabilirsen.
Öyle bir oyundu ki oynanan,
Roller kocaman,
Duygular küçümen,
Nasıl da uydurmuştu
Yapısını…
Ya oyuncular?
Ne de içten oynadılar,
Özlemi, hasreti,
Aşığı, maşuku;
Kini, nefreti,
Gururu;
Ama gene de doymadılar,
Sonuna nokta koymadılar
Oyunun;
İşte rolüm bu
Benim;
Noktayı koyar,
Sonra giderim,
Ama bu sefer olmadı,
Kararsızdı ellerim,
Koydum, koydum
Noktayı,
Saydım, saydım;
Üç tane…
Kayıt Tarihi : 22.3.2004 18:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!