Hep ‘’annence’’ bakardın insanların gözlerine,
Hep safça sorgusuzca kanardın o süslü sözlerine…
Sorardın yalnızca kendi kendine;
Acaba hor mu görülüyordun neden? ?
Neden! insanlar acımasızca masum sevgini,
Emperyalist kuvvetler gibi sömürüyorlardı…
Bir kız vardı…
Kaşları kemansı,
Gözleri is karası.
Gizlice dalardım yüzünün masumluğuna,
Her buluşma arası.
Bir kız vardı…
Şu karşımda didişen martılara seni sordum;
Bana bu şehri terk edip gittiğini söylediler!
Beni o sahile gitmeye zehir- zemberek ettiler,
Yıllardır kanayan yarama sanki tuz serptiler.
Gizlice evden kaçıp buluştuğumuz yere gelmiştim;
En ücra köşelerini didikleyip aramıştım Bakırköy’ün…
Gidiyorum;
Bu andan sonra ve hiç dönmeyecek şekilde…
Sana ilişkin adam gibi sevgime,
Cevapsız kalan kas-katı yüreğinden! !
Esaretsizliğimi korkusuzca ilan ediyorum..
Bir kınsız mermi gibi sıyrıldığım için;
Bir sonbahar günü…
Yine dalıvermişsin maziye.
Umarsız geçmişten arta kalmış;
Bir kalıntı kaplamış o körpe yüzünü.
Umutları bekle savur fırtınaya;
Kapılıp gitsin o duygularına;
Sen benim şu ağlamaklı gözlerimde;
Kendini Azrail’e teslim etmiş,
Bitik ömrüm gibisin.
Sen benim şu anlamadığın dilimde;
Nazlı ırmakların usulca akarak söyledikleri,
En ince türküm gibisin.
Sevgiliye karşı; masum,savunmasız bir sanık,
Dosta karşı; saygıda kusur etmemek için kuyruğunu bacak arasına
sokmuş bir kedi,
Ben bu sinsi karanlıktan,
En ücra-ince duygularımı,
Talan eden bu tozlu şehirden,
Ansızın vurup giderim..
Seni yüz üstülüklerinle yaşanmamış,
Bir an gibi birdenbire silerim…
Hükmen sana mahlup oldum,
Beklendik bir yenilgiydi bu.
Üstelik kendi sahamdı,
Ama duygularım sana taraftardı
Kalbim hakemlik yapamadı
Hem hep kural hatası yaptı
Ardına bakmadan çekip gitmen,
Senin adına olmamalıydı…
‘’Bir ömür boyu sürüp gider sandığımız’’
Sevgimiz böyle yarım bırakılmamalıydı!
Peki ya birbirimizden beklediğimiz,
Fakat gerçekleşeceğine inanmadığımız,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!