O gün,
Babam duymasın diye
Gizlice,sessizce katıldım 34'ten birine...
paranoyak yolculuğun zamansız bekleyişlerine,
Nereden baksan tutarlı bir yaşam.
Nereden baksan sabahlandı ürkek heyecanları
Toprak kokan damlardan
Geçit vermez dağlara karşı...
Veresiye aldığım bir katırla
Ve elde avuçta çıldırasıya bir yürek
Annemin yersiz yurtsuz sıcağından.
Uzaklara bakışan gözlerine tutuna tutuna.
Ve ölesiye deldik dağların sarplığını...
Binlerce hatırla koyulduk uzaklara
Binlerce mahçupluğu koynunda taşımaktan
Ve bir geceye mağlup olmuştuk...
Belki ilk kaçağın heyecanı
Yoksul bir yaşamın vurdum duymazlığı.
İki dünyası sağır edilen bir babanın
Amansız bekleyişi.
Ve tonlarca hayalin yorgunluğu
Engebeli yollar bastırıyor çığlığımızı...
Kürtçe bir ürperti belirdi Halepçe'ye doğru
Elma kokusu değil bu
Gökten misket yağmuru değil
Önce kızgın bir gürültü uykumuzu böldü
Demir kanatlı yarasalar parçaladı öykülerimizi.
Ve karabasan sardı son yıl/başımıza.
Bir y/aşımıza daha girmedik..
İki bin on birin son aralığında
21. yüzyılın ilk çeyreğinde
Otuz dört kere yetim ve sağır.
Dünya'nın gözleri önünde
Otuz dört kere işlenen,
son insanlık suçuydu bizimkisi
Bizi ölüme böylesi acımasız terk edenlere
Bir çift lafımız var,
Sizlerden Adalet talep etmiyoruz...
Sizleri Allaha,
Gerçek adalete havale ediyoruz...
O gün gelecek
zalimler,
cehennemin anlamsız olmadığını anlayacak...
Em ji bîrnakî tu caran
Em ji bîrnakî roboski
Kayıt Tarihi : 14.12.2014 00:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!