Devzer bu gece de,sisler içinde,
lacivert ıslak bir yorgan gibi
Salime korkulu,hisler içinde
Yağmurdan sırılsıklam ve ağlamaktan.
Ağacı kalmayan bir orman gibi.
Ne gidecek yer kaldı,ne varacak bir durak
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ümit can, bir kaç şiirinizi okudum harika bir anlatım tarzzınız var.Serbest vezin şiir yazmak zordur.İmge ve betimlemelere dayanır yerli yerinde kullanılmalı aşırı kullanıldığında bıkkınlık verir.Şihirdeki ahenk sade dil duruluk ve akıcılık harika.Beğeniyle okudum.Yazan kalemi ve yürek gücünü kutluyorum.Bu soyadı Yabancı gelmedi Fındıklı Sümle'den Sevinç Uzunhasanoğlu okul arkaadaşımdır.Uzun zamandır görmedim.Sanıyorum yanılmıyorum.Açıklama yaparsanız sevinirim.Sevgilerimle...
Ümit can, bir kaç şiirinizi okudum harika bir anlatım tarzzınız var.Serbest vezin şiir yazmak zordur.İmge ve betimlemelere dayanır yerli yerinde kullanılmalı aşırı kullanıldığında bıkkınlık verir.Şihirdeki ahenk sade dil duruluk ve akıcılık harika.Beğeniyle okudum.Yazan kalemi ve yürek gücünü kutluyorum.Bu soyadı Yabancı gelmedi Fındıklı Sümle'den Sevinç Uzunhasanoğlu okul arkaadaşımdır.Uzun zamandır görmedim.Sanıyorum yanılmıyorum.Açıklama yaparsanız sevinirim.Sevgilerimle...
Ya şairim, yazık günah bana ya. Bu kadar etkil şiirler yazılırmı, yüreciğim yandı durdu. Muhteşem, muhteşem bir şiir okudum. Bir ağıt, bir çığlık, bir hayat okudum. Tebrikler. +10
kundak özgürlüğe vurulan ilk pranga,sosyal,kültürel,ekonomik şartlar rızgar olmak hayal,geceler zifiri karanlık,güneş gam ağlar...şiirinize alkışlar benden tam puanla
İlk bakışta farklı bir şiir gibi geliyor ancak biraz daha dikkatle okuyunca farklılığıyla güzelliğide ortaya çıkıyor tebrikler
Oy daye,daye,daye!
Mengene dağından haberin geldi.
Dört heyin gelmiş.,bir kuşluk vakti.
Altın saçlarından,gül ellerinden
Çekip götürmüşler seni,
her yer kan gölü.
Mavi bir Reno imiş,ölüme giden.
Yavrum bu Kasımda, Mengen dağında
Hangi aklınla yavrum, hangi hürriyet?
Bir gül sallanınca,selvi dalında.
Ölerek,yaşar mı hiçbir memleket.
..
kutluyorum yazan güzel yüreği..
namık cem
Müthiş bir hikayesi olmalı şiirinizin. Yüreğinize sağlık.
Rizgar, kurtuluş demekti, senin dilinde.
Sandım bin geceden,bir güneş doğar.
Anladım,batan gemi idi kader, kürek elinde
Rizgar koydum adını ama, olmadı rizgar.
söz biter alkış gelir...
ÇÖZÜLSÜN FİKRİN PRANGALARI
Kimbilir ne serbestlik içeren hülya,
Hür düşünceler içinde duygulardayız.
Umutla bekleyip, geçer hep aynı rüya.
Yalnızca sevgi besleyen bulgulardayız.
Doyumsuzluk içindeyiz, kanmak istiyoruz.
Kalbimizdeki bu sızı acı, hem de boşluk.
Özgürce bir arzu takılı aklımızda, düşünüyoruz,
Bazen harabe gibi, bazen bir tür sarhoşluk.
Karışmış aklımız taptaze bulgularla.
Sanki bu yenilenme, sanki yeniden doğma.
Tırmanış içinde fikrimiz, yepyeni olgularla,
İşte bu istek, bu arzu, aniden doğma.
Yaratan çok iyi bilir, çok da iyi yapar.
O, bizim sahibimiz. Biz, O’na muhtaç.
Hem arzu eden insandır, düşünerek yaşar,
Sevinç içinde hüzünle bir tok, bir aç.
“Kural bu” derler, geçenler unutulur diye.
Geriye bakar dururlar anılardan yorulmadan.
Hem ulema kesilirler, hem cahil olunur, niye ?
Fikre yazmaz bu ferman, dünya durulmadan.
Fermanlar, tabular vurup geçilsin.
Ne bulursak bizim olsun kar, zarar.
Aşalım gönül zincirleri kırıp geçilsin.
Hayatımız bizim, Ne olur ki, ne var ?
Silinsin tutan kurallar bizi esarette.
Dönüşümüz var fikrimize, aslı da bu !
Çekilsin korku hak var bu cesarette ,
Serbest fikir ölmez, hürriyete arzulu…
Yıkılsın insana yakışmayan tarzıyla
Sevgisiz yapılı asrın surları…
Çözülsün hak, hukukla bağdaşmayan
Zincirsiz takılı fikrin prangaları…
Y Saim Aslan
Ah ne rizigarlar yitip gitti ne ayşeler daha büyüyemeden,
baba kardeş kurşunuşla yerlere serildi. Batası töre
ne hayaller söndürdü. Harika bir anlatımdı duyarlı
yüreğinize sağlık. Kutluyorum içtenlikle emeğinizi. Tam puanımla sevgi ve selamlar...
sevgi ve selamlarımla...
Bu şiir ile ilgili 25 tane yorum bulunmakta