Issız sokaklarda geceye benziyordu yorgun, durgun hava...
Issız sokaklarda çeşme ağlarken sessiz, susuz...
Kaldırım taşlarıda düşünüyordu yorgun ve uykusuz...
Issız sokaklarda suskunluk cazgırları gözlerini açmış, dişlerini kıcırdatarak elem, keder saçıyordu dört bir yana...
Issız sokaklarda yorgun topraklar 'gel gel' diye yalvarırken,
Su içmişim gölünden
Bûse aldım gülünden
Ekmek yedim elinden
Vefa borcum var sana Canda sevda selâmet
Dost hakkını helâl et
Sağlıklı'da olsan; 'eğer' hayatta daha başarman gereken birçok iş kalmışsa ve sen önündeki zorlukları aşmayı başaramamışsan, o halde sende 'bir engellisin' demektir dostum...
Rıza Kuşcan
(Not: Bu deyim 1999 yılında çıkardığım, 'Ya Annem Olmasaydı' isimli kitabın kapağından bir alıntıdır.)
Koca çınarın dibine kazılsın temelim...
On altı yaşımda kırıldı belim...
Oysa insanca yaşamaktı en büyük emelim...
Kara topraktır en sadık yarim...
O hamal, bu hamal, hamalız yarim...
Hayâl zincirinde yükseliyor âvâre bir asansör...
Umutlar havalanmış olsada, yükseldiğini kim görüyor? ...
Herkes birbirini oyalarken naz ve avaz gibi,
hayâl ipi kopanlar sırasıyla boyluyorlar dibi...
Âniden hayal asansöründen düşüvereceğini hep düşün...
Bu şehre mevsimler sürgün gelir,
Sürgün giderler.
Hüzünlüdür yazdan sonra,
Kışa kalanlar.
Ağlamaklıdır sabah, akşam
Teşaşlı sokaklar.
Bakmayan, konuşmayan, ah dilimden hiç düşmeyen
benim tatlı zalimim, Destanım...
Sensizliğin korkusu beni deli, divane ediyor...
Günden güne seni daha çok, daha çok seviyorum...
Aşkınla için için eriyorum canım...
Beni ellerle kıyaslama, Dardayım Hülya Yetiş...
İstanbul'da gündüzler boğazına sarılmış, tıpkı bir kuduru gibidir...
Hışımla savurur insanı kâh oyana, kâh buyana...
Kimi zaman tutundum sanır insan hayalinden sarkan küçücük dallara...
İstanbul'da yaşam halt değil
İstanbul'da nefes hayat değil




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!