İSTANBUL-1938
..deniz kenarında bir çınarın dibinde dizler bükülünce yeşeren dizeler
İstanbul;
İlhamım benim
Arnavut kaldırımlarının
Ümitsizliğe düşmeden yükledik,
Bu gece, tan vaktine dek secdeyi
Tam üç yüz altmış dört gece bekledik
Bin geceden efdal olan müjdeyi
K İNATTA UÇARKEN O’ NUN HASTALARINI GÖRDÜM.
-Babam ve anneme teselli çırpınışlarım-
I
Göklerden
Çiçek beklerken
Bomba yağıyor Kiev’e
Ki ev çocuklarla doludur.
MARŞANDİZ
Karlar yağdı ray kaydı
Ecel hep böyle gelir
Bunu çocuklar bilir
Modern mübareze meydanlarının kahramanlarına…
Amfilerden körpe dimağlara salınan zehir
Akıl bostanına senden başka,
Kimse giremez mi zannettin?
Görmedim seni
Fakat kardeşimsin...
Annen annem,
Annem annen,
Me’va’da annem,
Kahveni koydu cennet fincanlarına.
Sarhoşum, ey berduşça salınan rüzgâr
Sarhoşum, saçlarının arzusunca uçuşuna
Meylerde bir fasıldır seni arayan
Seninkisi görülmedik bir dans
Duyulmadık bir nara
Gözümüzün görmediği neler var göreceğimiz.
Hiç aklımıza geliyor mu? Bir gün öleceğimiz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!