Nefsimle düştüğüm şu alemin ortasında,
Her vadide bir 'Resul'; her kuyuda bir ayet.
Bir kaç yudum kaldı mı ruhumun kırbasında,
Rıza-i İlahi'ye götürecek hidayet?
Şeytan çözmüş yuları, şu nefsimi kaçırmış,
Bir hayal için -heyhat!- tepeleri aşırmış.
Vadi-serap arası, nefsim yolu şaşırmış.
Takati kalmayınca çöküp kalmış nihayet.
Ve nefsimin peşinden, yol gittikçe gitmişim,
Uzaklaşıp vadiden, pek çok gün tüketmişim.
Kırbamda son bir yudum; nefsimle pay etmişim,
Etmiş, vadiye gitmek için bize kifayet.
Şeytan pusmuş yollara; görmüş nefsim bin serap;
Kadın, altın, saltanat, iltifat, kibir, şarap...
Yaklaşınca bilmişim, hepsi virane, harap.
-Göremezdim, İlahi rahmet olmasa şayet.-
Kafi bize arzusu, şol vadiye girmenin,
Muhammed(s.a.v.) sancağı ve Hakk sureti görmenin.
Ötesi yok Allah'la muhabbete ermenin.
Allah kuldan razıysa kul eder mi şikayet?!
Kayıt Tarihi : 29.1.2024 13:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!