Aynada beliren suretim anlattı
Bana sensizliği.
Solgun
Manasız
Yaşlı…
Kalp kırışıklıklarım yansımış annemin
Denize atılan simidi
Martının ağzına yakıştırandı
Aşk’ın en dalgalı hali.
Suya düşen susamın
Payına düşürülen sus payı,
Hamurun tuzunu
Toprağın iç rengi koyudur derdi melek.
Kokusu nemli,
yeryüzünden soğuk,
cehennem ateşinden sıcak.
Alışması zorlaştırılmış ağır müebbetlere tutuklu kaldı melek.
Katildi,
Bilemezdim o mavi gözlerinin uzaklaşacağını.
Kör kuyudan kovalar dolusu boş umutlar çekmişim.
Gözlerinin kuruyan pınarlarında,
Deniz ortası yangınlardayım artık.
Derinleşen koyu mavi yalnızlığının gittikçe soğuyan
Buz yaşlarında boğulmaktayım.
Aklımın rahmine düşürülmüş,
en hain duygularından tekme yediğim ilk günün
kalp sancılarındayım hala.
Sezaryensiz alınmalısın süresizliğimin içinden.
Acını kanata kanata söküp atmanın gerekliliğini,
gözünü açamayan aşk sancılarına pay biçtik.
Dokunduğum eller senin değil sanki.
İki parmağına sinen sigara kokusu,
ağzından çıkıp havaya karışan duman,
yüzüne karşı duran
gülen bir adam.
Oysa,
Kaybedeni kim ki biz bulalım o sevgiyi.
Bulsak da ahı tutmuş bir aşkla,
uykuya mı daldırmalıydık bedenimizi?
Aslında aşktı uykuya dalan,
bir anne gibi ihtiyacımız vardı ona
ve biz,
Bıraktığın kalabalık sokaklarda kayboldum.
İndiğimiz son durak,
ayrılığa gözyaşı dökenlerle doluydu.
Bir telaş,
bir hengame görmelisin.
Kaybolan ben değildim,
Cenazesi var yüreğimin yastayım.
Ama içim rahat.
Baktım,
büyüttüm,
çok sevdim,
gitti.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!