Ey Nihal’im,
sen, kollarıma hiç gelmemiş olsan da,
benliğimin derininde ezelden yazılmış bir vuslat hikâyesisin.
Adın, kalbimde her dem yankılanan
bir zikirdir;
ve o zikrin ötesinde
bir sır vardır — Hak.
Ben bilmem hangi ilahî nağme
dokunur ruhuna;
ama bilirim ki
her nefesimde
senin adını anarım
ve o an, benliğimden sıyrılıp
Hak’a yönelir.
Sana sesleniyorum Nihal’im,
bir kır evinde açık duran pencere misali:
benim kalbim, aşkın rüzgârına açıktır.
Sen, o pencereye adımını attığında,
benim benliğim fenâ olur,
ve biz, Hak’ta bir oluruz.
Geçtiğim sokaklarda
izlerin kalır;
rüzgârın taşıdığı nur
beni aşkın zirvesine götürür.
Bir aynaya bakarım,
o bile seni fark eder
ve bana geri verir
kendimi
ve Kendini.
Kim bilir, belki de aynı kuş
çırpınır içimizde:
senin ruhunda aşk,
benim kalbimde fenâ,
ve o kuş,
Hak nefesinin
sonsuz yankısıdır.
Ey Nihal’im,
sen ne kaybolan bir sevgili,
ne de yalnız bir suretsin;
sen, benim benliğimle
Hak’ta eriyen
sonsuz vuslatımın mürşidisindir.
Gel Nihal’im…
Gel, benlikten geçelim,
fenâda buluşalım,
ve aşkın en derin sessizliğinde
Hak ile bir olalım.
— Senin fenâ yolcusu, Dünya Yükünün Hamalı
Dünya Yükünün HamalıKayıt Tarihi : 2.8.2025 19:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!