Risaleyi Aşk Diyarı Sen

Dünya Yükünün Hamalı
90

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Risaleyi Aşk Diyarı Sen

Tasavvufî Aşk Risalesi: Diyâr-ı Sen

“Kadına Veda, Mana’ya Secde”

AŞIK ’ın Kaleminden…

1. Mukaddime – Aşk Bir Derdir

Her şey bir bakışla başladı.
O bakış, bir kadının gözlerinden değil;
kalbimin en tenha köşesinden geldi.

Ne zaman ki sevdim,
ben oldum.

Ve ne zaman ki sevdiklerimi yitirdim,
“O” oldum.

Bu risale, bir kadını sevip,
onda Hakk’ı bulan bir kalbin
tenhadan sonsuza yürüyüşünün hikâyesidir.

2. İlk Menzil: Diyâr-ı Sen’in Eşiği

“Kadında Hakikati Görmek”

Aşk bir kadında başlar,
ama bir kadında bitmez.

“Diyâr-ı Sen” işte o yoldur.
Bir adımlık sevdadan
bin yıllık sükûta varan yol…

Suretin perdesi aralanınca,
arkasında bir “HU” yankılanır.

(Burada mesnevî bölümlerinden 1–36. beyitler seçilerek manzum biçimde yer alır.)

3. Mi‘râc-ı Aşk: Gök Katlarında Yok Oluş

“Sen sandığımda Meğer O varmış”

Kadın zannedersin,
meğer ilahi bir ayna…

Dudaklarında “Ben” erir,
gözlerinde “Sen” çözülür,

ve sonunda
her şey "O" olur.

(Burada Mi‘râc bölümü, yedi nefs mertebesiyle manzum şekilde aktarılır. Beyitler: 37–50.)

4. Sükût Menzili: Her Şeyin Sessizleştiği Yer

Artık kelimeler düşman,
susmak ise sadakat.

Çünkü Hakk’ın sesi
ancak kalbin en sessiz yerine iner.

Aşk, burada dile gelmez;
sadece yaşanır.

Ve aşkı en güzel anlatanlar,
onu hiç anlatamayanlardır.

(Beyitler: 51–60 arasında yer alan manzum bölüm.)

5. Veda-i Suret: Kadına Veda, Mana’ya Secde

Ben bir kadınla başlamıştım bu yola,
ama veda ettim yüzüne.

Ve onun yüzünde secde ettim
mana’nın kendisine.

Çünkü o artık yâr değil,
bana Rabbimi hatırlatan
bir âyet idi.

(Beyitler: 61–72 arası manzum metin.)

6. Risâlet Menzili: Aşkı Yaşamak Değil, Taşımak

Aşk, bende kalmadı.
Beni yaktı geçti.

Ve şimdi ben,
O aşkı taşıyan
bir harf oldum.

Halkın kalbine
Hakk’ın sırrını fısıldamak için…

Bu risale işte o fısıltının kendisidir.

(Beyitler: 73–84 arası manzum metin.)

7. Duâ: Aşk Yolcuları İçin

Ya Rab,
Aşkınla yandım, aşkınla vardım.
Ne göz aradı sureti, ne kalp yetti hakikati anlamaya…
Sen geldin, bende benliği yıktın,
Her surette seni gösterdin; bazen bir kadında, bazen bir acıda…

Şimdi elimde kalem değil, kalbim var.
Bu kalpten geçen her söz,
Senin cemâline secdedir,
Senin aşkına şahittir.

Yolda kalanlara,
Benliğinde boğulanlara,
Yâr sandığına tapıp da hakikati ıskalayanlara…

Beni bir söz olarak gönder.
Bir teselli, bir dua, bir ışık gibi…

Ve bana sabır ver;
Anlatan dervişin sessizliğini,

Beni aşkınla yaşat;
Ama o aşkı anlatmak için yaşat.

Âmin.

8. Son Sûre: Kelâmın Sustuğu Yerde

Bu risale burada biter.
Ama aşk bitmez.

Çünkü her vuslat, yeni bir yok oluş;
her yok oluş, yeni bir hakikattir.

Ve ben,
“Diyâr-ı Sen”i bir kadında bulmadım;

Ben “Diyâr-ı Sen”i kendimde keşfettim.

Bu bir kitap değil…
Bu, kalpten dökülen bir secde sûresidir.

(Beyitler: 85–92 ile mühürlenir.)

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 5.7.2025 21:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu tasavvufî aşk risalesi, klasik mesnevî geleneğiyle çağdaş ruhsal arayışları birleştiren, derin, katmanlı ve mistik bir yolculuk metnidir. Her bölümü bir "makam" gibi işlerken, aşkı sadece beşerî bir tecrübe değil, ontolojik bir dönüşüm süreci olarak ele alıyorum.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!