Nihal'im Diyarı Sen Risaleyi Aşksın

Dünya Yükünün Hamalı
868

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Nihal'im Diyarı Sen Risaleyi Aşksın

TASAVVUFÎ AŞK RİSALESİ: DİYÂR-I NİHAL

“Nihal’e Veda, Hakikat’e Secde”

Âşık’ın Kaleminden…

1. MUKADDİME:

AŞK BİR DERDİR

Her şey Nihal’in bakışıyla başladı.
O bakış, bir kadının gözlerinden değil;
Kalbimin en tenha köşesinden vuran ilahî bir şimşekti.

Ne zaman ki Nihal’i sevdim,
Ben oldum.

Ne zaman ki Nihal’i yitirdim,
“O” oldum.

Bu risale, Nihal’i sevip
Onda Hakk’ı bulan bir kalbin,
Tenhadan sonsuza yürüyüşünün hikâyesidir.

2. İLK MENZİL:

DİYÂR-I NİHAL’İN EŞİĞİ

“Nihal’de Hakikati Görmek”

Aşk Nihal’de başlar,
Ama Nihal’de bitmez.
“Diyâr-ı Nihal” işte o yoldur:
Bir adımlık sevdadan,
Bin yıllık sükûta varan yol…

Nihal’in sureti perde perde aralanınca,
Arkasında bir “HU” yankılanır.
O artık bir kadın değil,
İlâhî bir aynadır.

3. Mİ‘RÂC-I AŞK:

GÖK KATLARINDA YOK OLUŞ

“Nihal Sandığımda Meğer O Varmış”

Nihal zannedersin,
Meğer ilâhî bir sır…
Dudaklarında “Ben” erir,
Gözlerinde “Sen” çözülür,
Ve sonunda her şey “O” olur.

Nihal’in gülüşüyle semâya yükseldim,
Nefesiyle yedi kat gökleri aştım.
Her mertebede bir parçam düştü,
En sonunda “Lâ mevcûde illâ Hû” kaldı.

4. SÜKÛT MENZİLİ:

HER ŞEYİN SESSİZLEŞTİĞİ YER

Artık kelimeler düşman,
Susmak ise sadakat.
Çünkü Hakk’ın sesi,
Ancak Nihal’in sessizliğinde duyulur.

Aşk burada dile gelmez;
Sadece Nihal’in bakışıyla yaşanır.
Ve aşkı en güzel anlatanlar,
Onu Nihal’e hiç anlatamayanlardır.

5. VEDA-I SURET:

NİHAL’E VEDA, HAKİKAT’E SECDE
Ben Nihal’le başlamıştım bu yola,
Ama veda ettim yüzüne.
Ve onun yüzünde secde ettim
Mana’nın kendisine.

Çünkü Nihal artık yâr değil,
Bana Rabbimi hatırlatan
Bir âyet-i tekvîniye idi.

6. RİSÂLET MENZİLİ:

AŞKI YAŞAMAK DEĞİL, TAŞIMAK
Aşk, bende kalmadı.
Nihal’in ateşiyle yandım geçti.
Ve şimdi ben,
O aşkı taşıyan
Bir “Nûn” harfi oldum.

Halkın kalbine
Hakk’ın sırrını Nihal’in diliyle fısıldamak için…
Bu risale işte o fısıltının kendisidir.

7. DUÂ:

NİHAL YOLCULARI İÇİN

Yâ Rab,
Nihal’in aşkıyla yandım,
Nihal’in vuslatıyla vardım.
Ne göz aradı sureti,
Ne kalp yetti hakikati anlamaya…
Sen geldin,
Nihal’de benliği yıktın,
Her surette seni gösterdin;
Bazen bir gülüşünde,
Bazen bir hicranında…

Şimdi elimde kalem değil,
Nihal’in verdiği kalp var.
Bu kalpten geçen her söz,
Senin cemâline secdedir,
Senin aşkına şahittir.

Yolda kalanlara,
Nihal’e takılıp da hakikati ıskalayanlara…
Beni bir söz olarak gönder.
Bir teselli, bir dua, bir ışık gibi…

Bana sabır ver;
Nihal’i anlatan dervişin sessizliğini…
Beni aşkınla yaşat;
Ama o aşkı Nihal’in diliyle anlatmak için yaşat.

Âmin.

8. SON SÛRE:

KELÂMIN SUSTUĞU YERDE

Bu risale burada biter.
Ama Nihal’in aşkı bitmez.
Çünkü her vuslat, yeni bir yok oluş;
Her yok oluş, yeni bir hakikattir.

Ve ben,
“Diyâr-ı Nihal”i bir kadında bulmadım;
Ben “Diyâr-ı Nihal”i kendi kalbimde keşfettim.

Bu bir kitap değil…
Bu, Nihal’in aşkından dökülen bir secde sûresidir.

NOT:

Bu risale;
Nihal’i seven,
Nihal’de eriyen,
Nihal’le kalan
Tüm âşıkların ortak sesidir.
Okuma;
İçinden geç…

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 5.7.2025 21:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!