Sokak, sokak dolaşmadayım İstanbul’u,
Yalnızlar rıhtımına bağlasam gemimi,
Bulamadım yok böyle bir liman,
Yalan! Yalan!
Rıhtım olsa da yalnızın,
Olur elbet anlık bir uğrak.
Yalnızın rıhtımsızlığı,
Yalnızın yalnızlığı,
Unutulmuşluğun kimsesizliği.
Kapısındayım Sünbül Sinan Camiinin,
Kapıdan maksat dış avlusunda.
Yol açılır buradan müştemilata,
Uzunca bir yol açılır sünbülistana.
Gelen geçen geçer,
Adı yoldur geçilir elbet.
Sağında solunda kabir ehli fatiha bekler,
Bir garip, bir yalnız,
O ise beni bekler,
Yarım yamalak da olsam,
Yazamasam da, okuyamasam da,
O benim yolumu gözler.
Hattatım, Hâfızım, Osman’ım!
Geldim ben buradayım,
Seni hiç unutmadım,
Ah! Birde şu komşularını tanısaydım.
Durmasın kamış kalemler gezinsin kâğıtların üstünde,
Yalansın mürekkepler ehlince.
Ziyaret eylesin ustalar, ustalarını,
Dolup taşsın bu rıhtım.
Unutulmasın!
Hattatım,
Hâfızım,
Osman’ım.
Kayıt Tarihi : 17.10.2009 16:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
HATTAT HÂFIZ OSMAN EFENDİ Osmanlı Devletinde yetişen âlim, velî ve büyük hattatlardan. 1642 (H.1052) senesinde İstanbul'da doğdu. Babası, HasekiCâmiinin müezzini Ali Efendi idi. Zamânının hat üstâdı olması sebebiyle, ilmî yönden çok hattatlığı ile meşhûr oldu. Osmanlı Devletinin en meşhûr hattâdı Şeyh Hamdullah Efendiden yüz sene sonra gelip, onun gibi yeni bir çığır açtığı için; 'Şeyh-i sânî' (İkinci şeyh) nâmıyla anıldı. 1698 (H.1110) senesinde İstanbul'da vefât edip, müdâvimi olduğu Kocamustafapaşa'daki Sünbül Efendi Dergâhı bahçesinde defnedildi.
Dolup taşsın bu rıhtım.
Unutulmasın!
Hattatım,
Hâfızım,
Osman’ım.
Kaleminize sağlık.
Tebrikler.
dert anlatır...duyguları açığa vurur
aaah bu şiirler
dilimizin tercümanıdır
KUTLUYORUM
TÜM YORUMLAR (33)