Rıhtımda tozlarından kurtulur hayat,
gururlu kuş bağırtıları gerilmiş yüzlerde yankılanırken,
tuzlu su acı gülümseyişlerle kollarını kaldırır
ve kim ki bir hicran içindeyken söz vermişti vuslata
ona nasip olur gökyüzünün altında martılara dokunmak.
Tuzlu su anılarla cebelleşir her gece,
bir celepin elleri gibi yorulur onlar.
O anılar,
ki onlardır yarayı deşen ve onlardır
dağların azgın isteklerini görünür kılan.
Bu şehrin bütün mektupları denize akar bilirim,
bırakalım anlatsınlar rıhtımdaki eskimiş ayak izlerini
fırtına yemiş, ağlamaklı kuşlarla arkadaşlık kuranlar,
işte onlar şarkıların pasını silmeye söz vermelidirler.
Bu deniz diyorum, neden silemez eskimiş ayak izlerini,
yoksa sessiz uzun gecelerde en iyi dost mudur bu izler.
Her sabah bir çığlık gelir sislerle birlikte,
Rıhtım uyanır anı bağışlayacak besbelli
ama kaç kişi kalmıştır sulara yapışmış resimleri uyandırmak isteyen,
nasıl bir güçtür ki o, bu bağışa yanıt veren, fırtınaları susturur ve
çeker denizden mektupları, gözler çukurlaşır, dudaklar morarır
ve dağlar çıkar omuzlara.
Sonra herkes uyur, anılar da,
başka bir rıhtımda uyanmak için.
Kayıt Tarihi : 17.12.2011 00:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hüdai Ülker](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/12/17/rihtimdaki-anilar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!