Rıhtım Şiiri - Habibe Merih Atalay

Habibe Merih Atalay
496

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Rıhtım

Elbet,
ben bir oyun oynamıyorum.
Elbet,
saklanmıyorum da aslında.
Ama bir şey var!
Bir şey var!
Asıl olan da bu değil!
Olması gereken de!
Varılması gereken hedef burası değil!
Gelinecek yer burası değil!
Konaklanacak yer burası değil!
Mecazen:
En azından elde edeceklerim bundan ibaret değil.
Değil!
Hepten küçümsemeyelim kendimizi!
13:32:27.

Beyin kıvrımlarımın yetmediğini düşünebiliyorum ancak.
Yeterince kıvrımlı bir beyin yapım yok ne yazık ki.
İşte vardığım sonuç da bu oluyor hep:
Kendimi küçümsemek!
Bu kadar kıvrımım var işte.
Hepsi de ‘Küçümseyici Kıvrımlar’.

Bir şey olmak istiyoruz,
durmadan bir şeyler olmak.
Bir yerlere ulaşmak istiyoruz.
Bir takım zirvelere ulaşmak,
yükselmek falan istiyoruz durmadan.
Hayatın anlamını kendi kendimize yapabildiklerimizle bir tutuyoruz.
Anlamı bir yapıp etme haline getiriyoruz falan.
Peki ya ‘anlam’?
Bunların uzağından bile geçmiyor.
Anlamak gerek.
Anlam bu sadece.
Sadece bu.
14:56:44.

Nereden başlasam?
Ne desem?
Şöyle bir içimi döksem diyorum.
Açıkça,
düpedüz anlatsam diyorum kendime dair ne varsa.
Şöyle sıralasam gerçeğimi bire bir,
her neysem?
Şairi ve şiiri seven..
ya da 'neyi seviyorum ki' mi desem?
Sevmiyorum.
Ya da sevmekle ilgisi olmayan şeylere ilgi duyuyorum.
Artı, sevmenin yetmediğini görüyorum.
Sevmek yetmiyor.
En azından şimdilik.
Sevmek yeterli gelmiyor kımıldamak için.
Sağda solda koşturmak için.

Aynı dünyada ve benzer şeyler gören her birim,
ayrı şeyler algılayıp,
farklı davranır.
Öyleyse, beis yok!
Yani ne?

14:52:13
Şehirler kurulur, şehirler yıkılır.
Milletler, halklar yok olur ve var olurlar.
Yönetim şekilleri değişir,
ilkeler yeniden belirlenir,
yönelimlerin rotası da elbet farklılaşır.
Standartlar,
moda olan her şey gibi,
devrin kahramanları gibi,
yeni olan her şeyle beraber bir biri ardına gelir ve geçer.
Yani,
Tarihin Gölgesini büyütürüz hep birlikte.
Ama iyi ama kötüdür devirler.
Ama parlak ve görkemli,
ama perişan ve hastalıklı.
Savaş ve kıtlık,
kitlesel imhalar,
inancın doğurduğu,
ve elverdiği tüm insansal başlangıçlar
ve de onun karşıt savaşımcıları,
kendileri adına düşünüp
herkes adına davranışçılar,
yok ediciler, kıyıcılar.. vs.
tüm bunlar vardır ve bizim olduğu kadar,
tüm dünyanın da mahalli gerçekleridirler aynı zamanda.

Ne demeli?
Böyle işte.
Sanırım biraz düşünmeli.
Her şey kopuk zihnimde.
Hiçbir fikir bir diğeriyle bağlantı kuramıyor.
Gerçi bunu yapacak olan benim sonuçta da..
yine de..
insan bazı şeylerin tepeden inmesine alışmış.
Kendi fikirlerimi oluşturabilmişliğim yok henüz.
Hâlihazırdaki fikirlerimin de hemen hepsi kaplama.
Başkalarından,
oradan, buradan, şuradan
alınma, aşırma, ekleme,
yapıştırma vs..

Bu işte yüzeye bakmak..
yüzeye bakmak ve enlemesine,
boylamasına,
derinlemesine düşünmek..
düşünmek diklemesine..
Ve dağıtmayı düşünmek tüm tabloyu..
anlamla yeni baştan..
bulanmak ve kusmak anlamı yeni baştan..
Yani?
Ne bana has bir sorun,
ne de kadınca.

07 11 2007 / 16:22:38 / HMA

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 7.11.2008 22:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Habibe Merih Atalay