Ve gittin…
Kalan bendim, dolunay kadar beyaz, gün ışığına yenik…
Mavilerde yüzümü gösterdim belli belirsiz, etkisiz…
Ve gittin…
Haykırışlarım sessizliğin kadar, çığlık çığlığa,
Unutmuşum şiir yazmayı,
Hoş, canım yazmak bile istemiyor.
Hep aşk şiirleri, sevgi şiirleri yazdım ben,
Anlamam ki ayrılık şiirlerinden…
Yine de bu bir ayrılık şiiri biliyorsun,
İçinde özlem yok, hüzün yok, sen yoksun…
Bir meleğin kanatlarından alsam beyazı, sonsuz gökyüzünden maviyi,
Ormanların yeşilini, güneşin sarısını, derin okyanusların morunu,
Bir gelinciğin taç yapraklarından toplasam kırmızıyı,
Minik bir çocuğun umutlarını, şafak vakti kuşların cıvıltısını
Baharın yeniden uyanışını, ergen çocukların heyecanını katsam içine,
Sahici sevgilerin kokusunda…
iki kanat çırp ve konuver yanı başıma,
Beraberinde gülücüklerini de getir.
Unutmak istediğin her şeyi orada bırakarak...
Kapat gözlerini ve uyku ananın kollarına bırak kendini,
Akdeniz kadar sıcak bir yüreğin içinde uyanmayı umarak...
Fırtınalı denizde dalga olsam,
Savursa rüzgar, atsa beni sarp kayalara,
Damla damla parçalansam dağılsam
Dönemesem çekilen dalgalarla
Kaya oyuklarında sıkışıp kalsam buharlaşsam..
Yok olsam...
Babaların ocağına ateş düştü, yüreğine yangın
Bağı çözüldü dizlerinin, yarı baygın…
Anaların yüreğine yıldırımlar düştü, şehidine nur
İçinde fırtınalar, gözlerinde yağmur,
Umutların deniz… Mavi, masmavi,
Hüznün sonbahar… Sarı, sapsarı,
Sıcaklığın güneş… Kızıl kıpkızıl,
Gülümsemen gün doğumu, mutlu, musmutlu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!