Sendende mi geçilirmiş..
bir şişe içki için...
Bin laf mı çekilir miş?
Gördüm hepsini..
Pembeli evin hayal güzeli..
Sokaklar şahidimdir;
Birden delirdi gökyüzü.
ve ağladı...
Sanki benim derdimmiş gibi hüzünlendim..
şimşekler çakıyordu bulutlardan beynime...
ve hatırladım
Sarısaçlı terkedişi geçmiş bir sonbaharda...
Kapı sesi....
Baykuş kahkahası gibiydi
sen girerken içeri..
Biliyordum,
Bir uğursuzluk vardı bu gecede..
Sana git diyorum.
Biterek..
her adımda bir mum gibi eriyerek git...
Gözünde donuk bir göz yaşın olsun.
İçinde titreşen bir alev...
Göç ediyor yine..
kırlangıçlar...
bitiyor bir mevsim daha..
mevsimlerde kuşlar gibi göçüyor sana...
Sana bir şehir bırakıyorum
birde migren gibi bir ayrılık..
Sana diyorum ama
benimde halim iyi değil.
Gözlerim kararıyor..
Paslı birkaç telden çıkan sesler
yakışmaz sana,
ama söylerim,
Sesim güzel değil, nota bilmem...
Sarhoş olmanın verdiği güç bu,
Birdaha cesaret edemem..
Boşlukttayım...
Ölüm gibi...
Şimdi lanetli bir çocuk parkı evim..
gıcırdıyor yatak...
Sallanıyor duvarda akrep ile yelkovan..
kaleler yapıyorum
Sana aşk derim...
Derin bir uçurumda yankılanır çatlak sesler
Geceleri sözde sevdaların yüklemi düşer..
bir bedenin bedeli yalanlar kanar yataklarda
göz yaşları tuz değil, günah kokar...
Dönüşün beklemeye değer...
İstiklalin yalnız adamı olmaya,
Sinema arası yerinde kalmaya...
Her akşam kapıyı anahtarla açmaya değer...
Dönüş günün geldiğinde;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!