''...Güvercinlerimize uçsuz bucaksız mavilikler...'' diye imzalamış Rıfat Ilgaz bir imza gününde ''Güvercinim Uyur mu'' adlı şiir yapıtını, 2 Temmuz 1985'te bana. 2 Temmuz Sıvas cankırımının yıldönümü günleri gelip çattığında, o kara günü anlatan yapıtları, yitirdiğimiz ozanların, yazarların kitaplarını bir bir indirip kitaplıktan yeniden yeniden okurum. Ama yine de bir şeyler eksik gelir bana... Ya o büyük acıya dayanamayarak onların ardından gidenler? .. Sıvas cankırımında otuz beş aydın yaşamını yitirdi. Ya o otuz beş aydının acısıyla aramızdan ayrılanlar? Onlar kaç otuz beş kişi acaba? ..
İşte onlardan biri, 2 Temmuz karayelinin vurduğu Anadolu çınarlarından biri de Rıfat Ilgaz'dı. Kara günden beş gün sonra (7 Temmuz 1993) , ''Artık yaşam yalama oldu'' diyerek ayrıldı aramızdan.
Yaşamı boyunca, yaşamı güzelleştirmek için savaşım veren, ellerinden hiçbir şey gelmeyip de ''artık benden geçti'' diyenlere ''Aç iki kolunu iki yana / korkuluk ol'' diyen bir ozanın, ''Artık yaşam yalama oldu'' demesi ne kadar hüzün verici... Bu hüzünle açtım ''Güvercinim Uyur mu'' kitabını Rıfat Ilgaz'ın. Bu kitapta en çok sevdiğim iki şiirden biri, kitaba adını veren ''Güvercinim Uyur mu'', öteki de ''Aydın mısın'' şiiridir. Bu iki şiir bana her zaman umut vermiş, güç vermiş, insana olan inancımı tazelemiştir. Ne demişti kitabının sunu yazısında büyük ozan:
''Güvercinlerimize uçsuz bucaksız mavilikler.''
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı,canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...