Rezene ve Elemeler Şiiri - Hülya Kırklar ...

Hülya Kırklaroğlu
210

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Rezene ve Elemeler

Merhaba Sevgili Günlüğüm ✍🏻nasılsın biriciğim?
Efendim?
Anlıyorum merakını ama lütfen yok, yok bana bugün nasılsın diye sorma rica ederim.

Uyandığımda sessizliğe gömülmüş buldum kendimi.
Bi de bu halime üzüldüm.
Günaydın demedim bugün çiçeklerime.
Güneşliği kenara çekince gökyüzünede kalkmadı başım. Ne bileyim bakmak istemedim sanırım.
Koca ağaç vardı camın önünde, park etmiş arabalar. Arabaların altından geçip sokağın öteki tarafına geçen iki kedi vardı. Bir ara arkadaki öndekini koşturdu çektim perdeyi. Her yerde şiddet!

Sonra birden bire doldu gözlerim, yılların birikimi gibiydi. Bir yandan yaşlar yanağımdan süzülürken nefes almaya çalıştım.
Dar geldi bugün koca salon. İçindeki oksijeni çiçekler mi soludu yoksa?

Ne radyo açtım, ne de iki aydır her sabah keyifle dinlediğim caz müziğini.

Biraz oturdum kanepede. Düşüncelere daldım, kendimin karşısına geçip seyrettim bedenimi.
İçindeki çocuktan eser yoktu.

Kimin tavuğuna kış demiştiki bu kadın?
Neden başı önünde diye üzüldüm haline.

Ağlamakta yakışıyor ama ne bileyim sanki gülmek daha çok yakışıyor ve gülmeyi hak ettiğini düşündüm.

Başı önündeydi ne düşündüğünü bilmiyorum fakat yıllardır verdiği mücadelelerin kabukları açılmış kanıyordu. Hangi birine tuz basacağını bilemeden öylece duruyor kan kaybediyordu tüm bedeni. Boş vermiş gibiydi hatta canı çekilmiş gibi.

Yavruağzı kolsuz atleti vardı üzerinde. Gözlerinden akan yaşların çenesine süzülüşü oradan boynundan göğsüne doğru ilerleyişini gördüm.
Bir kısmı ise kalbinin üstüne düşmüştü, ah onu görmeseydim keşke diye benimde başım eğildi önüme.

Gözyaşlarını da silmiyor sadece oturuyor sessiz nefes alıp veriyordu.

Dakikalarca oturdu öyle işte.
Elleriyle kurumaya yüz tutmuş yaşları silerken, iki damla yaş değdi eline. Gözlerini kırptığını derin nefes aldığına tanıklık yaparım.
Bi ümitlendim ki belki kendine gelir.

Aynaya bakmaz inşallah diye düşündüm fakat yüzünü yıkamak için banyoya gittiğinde ilk yaptığı şey aynaya bakmak oldu.

Birazda burada yaşlar süzüldü. Hayatı duygularıyla yaşayan insanı uzaktan izlemek hislerin en güzelini yaşatıyordu bana ama, ama işte ruh olsamda benimde canım acıdı haline.

Lavabonun kenarlarından aşağı sarkıyordu elleri.
Çelimsiz elini sağ üst rafa uzatmaya kalkınca, baktım ki mecali yok koştum girdim bedene.
Tarağını aldı eline sol elide kalktı topuz yaptığı saçlarına.
Tokasını açtı başının iki yanına döküldü saçları.
Şimdi ise aynadan görüyordum Hülya’yı bu sabah.

Yavaş yavaş saçlarını taradı içini çekti ardından burnunu iki damladan fazlaca yine yaşlar süzüldü.

Duyguları canlıydı, diri. Acı çekmek isteyişinden değil zoruna gitmişti haksızlığa uğramak.

Kahverengi ince uzun şişeden bir kaç damla bakım yağı döktü sol eline sağ eliyle. Pıt diye kapattı şişenin kapağını.
Öne eğemedi başını elleriyle yedirdi saçlarına yağı oldukça hoş kokusu vardı ama Hülya oralı bile olmadı.

Yukarıdan aşağıya doğru saçlarını yavaş yavaş taramaya başladı.
Donuk bakıyordu aynaya çarpınca bakışları, saçlarının arasından gördüm.

Sonra tarağı bırakıp yerine, saç fırçasını aldı sağ eline.
Yine aynı şekilde yukarıdan aşağıya doğru iniyordu saç fırçası derin bir iç çekişle saçlarını tepeden toplamadan baktı kendini izledi. Bana denk gelir, beni görür diye çekindim biraz. Üzüldüğünü görmemi istemeyeceğini bildiğimdendi çekinmem.

Denk geldi, gördü beni. Saklanmak isteyişimin artık faydası yoktu.
Bu sefer benim gözlerim dolmuştu, ama yaşlar Hülya’nın gözlerinden akıyordu.

Başı boynuna ağır geliyordu bugün. Suyu açtı eğdi başını yıkadı yüzünü. Yanlardan sarkan saçlarıda ıslanmıştı.
Yüzünü kuruladı çıktı lavabodan. Bir şey dikkatimi çekti. Saçlarını topuz yapmadı bu sabah. Her adımında saçları uçuşuyordu pek bi hoşuma gitti bu hali.

Çaydanlığı ocağa yerleştirdi çakmağı çaktı. Rezene kavanozundan bir tatlı kaşığı aldı. Kilitli poşete koyarak üzerine havan tokmağıyla vurdu.
Mutfağı rezene kokusu sardı, gözlerini yumdu kokuyu soludu bekledi öylece bir derin nefes daha aldı yumulu gözlerle…

Hadi inşallah bu iyileşme habercisi dedim sevinçle.
Sonra sakince tekrar banyoya gitti. Dolabı açtı yüz nemlendiricisini sürdü dairesel hareketlerle göz çevresi harici yanaklarına, alnına, çenesine onu seyretmek huzur veriyordu bana…

Hiç konuşmuyordu ve günaydın da dememişti bu sabah aynadaki kadına!
Bu hayra alamet değil!

Siyah kalemi çıkardı makyaj çantasından sürme çeker gibi içten dışa sürdü gözlerine, arada beni görsede ne selam ne de sabah yoktu bu sabah bana da!

Ama olsun, gönül koymam böyle zamanda.

Yine toplamadan çıktı saçlarını, elimi uzatıp dokunasım geldi ama nasıl ruhuydum ben Hülya’nın…
Aynı bedende bulunsakta, mesafeler vardı ona dokunmam mümkün değil ama olsun seyretmekte huzur mutluluk veriyor bu da bana bu dünyada yeter.
Ahirette dokunmak isterim ama, omzuna başımı koymayı. Saçlarına dokunmayı, elele tutuşup gezmeyi isterim Allahtan…

İsteyin vereyim buyuruyor Cenabı Hakk; beni kıracak değil ya…
Su kaynamış dinlenmişti, döktü rezenenin üzerine mutfağı köşe bucak mis gibi rezene kokusu kapladı.

Bir dilim peynir, dört yeşil zeytin, acı yarım biber kesti bıraktı peynirin yanına. Dolabın kapağını tekrar açtı. Yumurtalığa gitti önce eli sonra durdu çekti elini almadı yumurta kapadı kapağını dolabın. Tabağı aldığı gibi masaya bıraktı bir bardak rezene çayıyla dip dibe.

Sandalyeye yığılmış gibiydi, omuzlarındaki melekler Kiramen Katibin de öylece ellerinde kalem bekliyordu.

Birden sandalyeden fırladı korktum üç kere damağımı çektim. Doğruca balkona koştu kapıyı açtı uzattı ellerini sağ eliyle hızlıca mandalları topluyordu.

İçeri girdiğinde gördüm ki dün elemelerde giydiği iki mayoyu bastı göğsüne çöktü dizlerinin üzerine öyle sessiz ağlıyorduki ben yoktum bu kadının hayatında sanki, ben yoktum. Ne çok isterdim mayolarına sarıldığı gibi bana sarılmasını. İki naylon parçası ne kadar şanslı olduğunu biliyor muydu acaba?
Bilmez, nereden bilecekler ki. Ama ben Hülya’nın yüzme tutkusunu yakinen bilir ve için için kıskanırım.

Aynı bedende bulunsakta Hülya’ya dokunmam mümkün değil. İsteyeceğim Yarabbi, isteyeceğim Senden ahirette Hülya’nın dizlerine, rezene çayı kokuları sararken evreni başımı koymayı. Huzuru isteyeceğim Senden.

Hülya Kırklaroğlu
Kayıt Tarihi : 16.6.2025 21:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!