Reyhani melodilerinde süzülüyor güvercinler
Çocuklar kanayan, kabuk tutmaz yaralarına
Arapça ağlıyor bu şehirde..
Karşı evin damında umut ile şakırdıyor parmaklar
Birbirine karışıyor zılgıtlar..
Kızılcık şerbeti aromasında oluyor mutluluklar..
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Devamını Oku
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
karanlık odam..
simsiyah...zifiri....
gözlerin gibi...
düştüm...
canım yandı..
kirpiklerin.....
ne zayıf...
asıldım...
kırıldı....
düştüm...
yüreğine...
canım yandı...
düştüm...
öldüm......
Reyhani melodilerinde süzülüyor güvercinler
Çocuklar kanayan, kabuk tutmaz yaralarına
Arapça ağlıyor bu şehirde..
Karşı evin damında umut ile şakırdıyor parmaklar
Birbirine karışıyor zılgıtlar..
Kızılcık şerbeti aromasında oluyor mutluluklar..
Gece
Günde kalmış güvercinler
İzala.. yarınlara emanet edilecek yitik bir sevda..
Tüm hasretlikleri azad ediyorum artık
Uzaklıklara haykıyıyorum yılgınlığımı..
Dünlere inat
Bu düğün gecesinin hüznüne boyuyorum
Karanlıklarımı..
Serdar Atlıbatur
çok güzel....mekanınızın atmosferini iyi yansıtmışsınız dizelerinizde....
ellerinize sağlık...
Reyhani melodilerinde süzülüyor güvercinler
Çocuklar kanayan, kabuk tutmaz yaralarına
Arapça ağlıyor bu şehirde.. kelimelerinizdeki efsun etkisiyle sustum kaldım desem!! tebrikler
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta