Bir ümit gibi beklenen, ilkbahar sabahından,
Gönlümde bir çocuk yüreği, güneşle dolan..
Bir müjde gibi kainatın dört bir yanından,
Bugün tüm şarkılar aşk makamından...
Firari bir kuş uçar, telaşla yangınından;
Tanıdım tanıyalı seni,
İsmim, hüzün oldu,
Ve sen,tek derdim...
İstemem sana kavuşana dek,
İçimdeki yangın,hiç dinmesin,
Bu hüzün,hiç bitmesin...
Arı,bal özünü nereden alır,
Aslında balım diye birşey yok..
Verdiğini götürürsün,gerisi kalır,
Aslında malım diye birşey yok..
Herkes birgün mutlaka vedalaşır,
Yağmursuz kaldı yine toprak,sarardı yaprağım
Bahçende gülümüzü şad eder gibi, nazar eyle..
Dön de bahar olsun,hazan değmiş bu bağım
O eski sözümüzü yad eder gibi, nazar eyle...
Gönül mahzun kaldı,etmez oldu bir kelam
Yorgunum; çok uzak yollardan gelmişçesine..
Ayaklarımda bir ağrı,
Kollarım yerinden kalkmaz;
Yüreğimde bir ağıt....
Hani sevdan da olmasa,
YAŞAYAMAYACAĞIM...
O rüya şehir gibi, şimdi uzakta kalan,
Başka aşıklar için artık bir daha çalan,
Bir zaman gerçekken,bugün her sözü yalan;
Bu şarkı bizim miydi? ..
Ey,ölümsüz insan!
Bir zamanlar senin gibi
Niceleri yaşadı...
Ve onlar da kendini
Ölene kadar,ölümsüz sandı!
Geçmiş zaman düşlerinden çalınmış
anlarla doludur, ruhum;
Ben hala arnavut kaldırımı sokaklarda
yürür..
Cumbalı evlerde otururum...
Gül kokulu bahçeler,duvarüstü leylaklar,
Dün ben Mecnun'u gördüm,
Elinde kırmızı güller...
Kanayan ruhuyla,çaresiz
Aşkın uçurumlarında
Geziyordu Leyla'sından bihaber..
Dün ben Mecnun'u gördüm,
süslü kelimelere gerek yok, tebrikler çok hoş...