1984-
bu kadar işte...
Şu hayatın halinden kim daha çok bilgili,
Can çekilir her gece bedenler yalnız kalır,
Madde demi ruhta mı gizlenmiştir sevgili?
Her hücrem onu özler kalbim onsuz daralır.
Böyle batar hep güneş pembeleşir giderken,
Sanırım sevgilim de kopmuş ayrılmış benden
Bir garip sızı sarar, sarsar beni derinden
Tekrar gel ne olursun, doğ ufkuma yeniden.
Erguvanda çiçek kalmadı gülüm,
Düştü yere incindi pembelikler.
Aşk'da düşe kalka geçiyor ömrüm,
Yaz diyorsun yazayım, yemin olsun kaleme,
Turu Sinaya hem de incire ve zeytine
Her sevgi özel olur benimkisi çok özel
Sor istersen göklere ve de yeşil gözlere
14 MART 2005 19,32
Bilir misin mutluluklar hangi an ve zamanda,
Bazen martı kanadı ve serçe gagasında,
Bazen masmavi sema ve kapkara toprakta
Ama özlenen sevgi sırf kendi bağrımızda.
Bekleyişler arayışlardan sonra derman,
Derman bir şırınganın ucunda,
İlaç kokulu oda,
Bir şırınga damarlarımda.
Göz kapaklarımda hafiflik,
Çok şey söylüyor herkes gece ay tutulurken,
Yıldızlar da kaybolup insanlar uyuyorken
Davul çalarak kimi güya cin korkutacak
Bizim sevgimiz güneş sönmez hep parlayacak.
İsteyen varsın, nerde ne derse desin,
Güneşten alev toplayıp boğazın serin sularına
sevdasını yazan aşıklar tanıdım ben,
Sen bana senin gibi sevenden öte,
senin kadar sevilen göster
Beni de o zaman vazgeçirebilirler senden...
Yazmakla geçse ömür sevmeye vakit kalmaz
Aşkı kaleme alsak yeterli harf bulunmaz,
Leylaya mecnun düşmüş hikmetin sual olmaz
Hele çık ortaya gör ki gönül tutulmaz.
11 MART 2005 İSTANBUL
Ucu yanmış bir mektup,
siyah beyaz fotoğrafta kaybolmuş geçmiş gibi,
tamamlanmamış bir şiirin mısraları gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!