Bu sabah namazından sonra yatmak için uzandım.
Uyku tutmadı. Oysa uyumak istiyordum.
İçimdeki BEN uyuyamıyordu. Beni rahatsız ediyordu. Bana:
'Ey sen kalk! Sorgun var, kendini savun.' Diyordu.
Susturmak istedim. Başaramadım. Yine:
'Ey sen kalk! Seni mahkemeye verdim. Mahkeme zamanıdır. Kalk savunmanı yap.' Diye ısrar ediyordu.
Nesim-i zikrine kapıldım ey şehadet,
Tek arzum var: Bana selam et,
Kahpe işbirlikçiler zulmü etmişler adet,
Kıyamlar için sen verirsin bize hareket.
En son kendini Gazze’de gösterdin,
Geceyi şiirde seyreder şair,
Med-cezirlerle büyülenir gece.
Gök gönül karanlığına gömülür
Ve ay gönülden doğar gökyüzüne
Geceyi şiirde seyreder şair.
Yıl 1998. Eğitim Fakültesi'nde öğrenciyim. Mal meydanına yakın bir yerde, davarlardan başka ancak öğrencinin içinde yaşayabileceği bir ev kiraladım. Daireyi arkadaşlarla temizleyip döşedik. Bir nebzede olsa
yaşanır hale gelmişti. Hemen üstümüzde de başka öğrenci arkadaşlar kalıyordu. Onlarla tanıştık, kısa süre-de samimi olduk. İçlerinde en fazla Haydar Abi'yi sevmiştim. Çünkü O, günlük tutuyor, şiir yazıyordu. Ayrıca Ali Şeriati'yi ve İsmet Özel'i de seviyordu. Bir de dama oynamayı çok seviyordu. Hatta bazen ev arkadaşına yenilir, hıncını benden çıkarmak isterdi ve gece yarısı gelir beni uyandırır dama oynardık. Tabiî ki bana da yenilir sabahlara kadar yatmazdı.
Bir gün bir şiir yazdığını buna karşılık başka bir arkadaşın da kendisine şiir yazdığını söyledi. Şiirleri okudu çok etkilendim. Şiirlerden birinin başlığı 'ADIM X', diğerinin 'ADIM Y' ben de 'ADIM Z' yi ekledim. X Haydar Abi idi, Y'yi tanımıyordum. Haydar mezun olduktan bir yıl sonra bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Y’yi Haydar’dan sonra tanıdım. İsmi Vedat'tı.
Haydar, Vedat'ın memleketinde kaza geçirmişti. Kazadan bir gün önce Vedat, Haydar'ı kahvede bir arkadaşıyla dama oynarken görmüş. Yenilmek üzereymiş. Vedat'a oyunun gidişatını sormuş. O'da 'Sen ölmüşsün seni kefenleyen yok.' demiş. ‘’O zaman sen beni kefenle.’’ demiş Haydar. Kazadan sonra Vedat'a haber verilmiş. Hastaneye koşan Vedat neyi görsün? Kazada ölenlerin tümünün sahipleri ölülerini kefenlemişler. Haydar ise sahipsiz ve kefensiz... Önceki gün kahvede söylediği 'Sen ölmüşsün
seni kefenleyen yok.' sözünü hatırlamış. Kısa bir şok ve çığlıktan sonra Haydar'ı kefenlemiş ailesine de telefon etmiş.
Gözyaşları içinde Haydar'ı memleketine göndermiş fakülteye geri dönmüş. Vedat bunları anlatırken hepimiz ağlıyorduk.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!