İçim dışım, her yanım; sensiz
kış ortasında bir bahar geçişini yaşarken
kış ayazında donmuş buluyorum kendimi.
senden kalan bir kıdım kan dolaşırken
her yönüm yasta; sensiz ölüm var gülüm
sevda gemsinde tufanlar fırtınalar koparken
İçimde fırtınalar boran yakıp yıkarken
sensiz meçhule son söz, ölüm.
Sen söyle zaman
sol yanımı incitmek bana reva mıdır?
Sen söyle zaman; zaman içinde
her gün ardından haykırmak, gönlüme deva mıdır?
Yetmez mi gönlümün yontulmuş onca taşları
Bitmez mi peşinden dökülen onca gözyaşları
bu ayrılık bize reva mıdır?
Aşkından sarhoş olmuş şu titrek ellerim
geride kalmış aşkın; benim tek servetim
gönül defterine bir gül yaprağı koymaya, değmez mi?
Buse bakışlı, yay kaşlı
yanaklarından göğüslerine göz yaşı akan sevgili yarim..
Zeytin gözlü, ay yüzlü
tülbentli başında sam yeli esen esrarlı yarim.
De artık, de nolur. De ki
sana olan içimde ki yangınlarım sönsün
kor ateşinle yanmış yaralarıma
merhem olma zamanı gelmedi mi?
Yağmur böceğim, kaktüsteki çöl çiçeğim
Güneşli gün içinde yağmurlardayım
kalbinin attığı köşe bucak her yerde,
sırılsıklam senle sokaklarda yatmaktayım..
Uzat tut ellerimden bak gözlerime,
baktığın yerlerdeyim
gündüz içinde gecelerdeyim..
Aç kulaklarını, duy beni duy
duyacaksın, acı acı nağralarını
aşkınla sarhoş garip yüreğimin
duyacaksın, avaz avaz çığlıklarını
ölüme giden ayaklarımın seslerini
Gel artık sol han tahtına, gir içeri
yaz gününde, kış ayazında, dışarıda kalmak ne diye...
Gel artık gönlümün dikeni ayıklanmış dikensiz gülü,
Gel artık gülüm, git ölüm diyelim ikimiz..
(N.K. 02 Kasım 2010)
Necip KüçükKayıt Tarihi : 3.11.2010 11:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!