Nice eylüllerinde bu şehrin, bu meydandı korktuğum kör lambaların sarı sisinden ve loş aydınlıkların puslu gecelerinde; ucunda uçurtmaların takıldığı elektrik direkleri, bacalarında leylek yuvalarıyla havagazı fabrikasının.
_ Ulus’a kadar
karşısında bir köprü var artık
viyadük timsali
araç kuyrukları korna seslerinden rahatsız kaleye uzanan
ve bir de çirkin yeşilden yapılma uyduruk ikinci bir saat kulesi
O hiç bilmez suçluluğu çünkü Ulucan avenesi var hâlâ meydanın orta yerinde ve gözümün önünde darağacının uzayan gölgesi, bir dal kurumuş nesteren ağustostan kalma; müzesinde nice günışığımı kıran bir türkü müydü o, sessiz adımlarla ve omuz omuza yürüyenlerin ayak sesleri.
_ bırak beni bu rüzgârların içinde
yaratıkları örten
yıldım artık bu yenilgiden
ve bir utku var biliyorum tâ uzaklardan seslenen
sarı gün ışıklarıyla
masmavi gökte güneşe gizlenen
deli bir sağnakla yağmak isteyen Anıttepe’den
orada özgür bulalım kendimizi diye
rev’a mı bu talan
elçilik
oyun parkları
falan
Enver Levent Batur
Kayıt Tarihi : 7.10.2017 08:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
_ ağaçlarımızı koruyalım, miras kalan...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!