Ne bakarsın böyle müşkül halime
Aşılmaz dağları yol eyledim ben
Ne ederse insan eder kendine
Evvel şu dağlarda esen fırtına idim ben
Sona erer hükmün kral olsan şah olsan
Senin gittiğin vakit hep hüzün çöker
Sis gibi gitmez gözümün önünden
Hıçkırır bulutlar ağlamaklık olur
Bende bir yolculuk başlar
Senin gittiğin vakit
Son anons yapılır yolculara
Yıllardır içimde yanar hasretin
Ben senin yerine kimi koyarım
Eller ne bilir tarifsiz sevdamı
Ben senin yerine kimi koyarım
Yıllar yılı emekleyip büyüttün
Şimdi bir kenarda dövünüp durma
Alikıran baş kesen sen değilmiydim
Bir ömrü boşyere heba eyledin
Üzülme su testisi su yolunda kırılır çiğerim
Böylemiydi senin önceki yaşamın
Kaç leylim bahar geçti beklerken seni
Deli poyraza yakalndım seni beklerken
Savurdu yerden yere yaprak misali
Zannetme sensiz günlerim leylim ley
Zannetme ardından bir ben ağladım
yorgun düşerhasretim yokluğuna
Ne kefenler biçilir sevdama
Geçmeyen zaman su gibi akıp gider
Günler geceler mazıye karışır
Yorgun düşer gözlerim yollarına
Yıldızlar titrer gece ayaz'a düşer
Anadan üryan bedenimize,
bastılar korkunun bir cümlesini
Suçlusuyduk eylül akşamı
Bomboş caddelerin,sokakların
İçimizdeki isyanlar yıkıyordu beton duvarları
Şehir değişiyor biz değişmiyorduk
Sevdiğin çicekleri defterlerim arasına koyardım
Sabah akşam sen kokuyor defterlerim
Her sayfasına ayrı kokun yayılır
Her gün ayrı bir kokunla severdim seni
Kitablarından okuduğum aşk şiirlerini işaretliyordum
Hergün ayrı bir şiir tadında seviyordum
Dildedir maharet elde değil
Dikeni gül eder dil dediğin
Sever insan görür göz ile
Maharet gönüldedir gözde değil
Varmı önemi sıralı sözlerin
Düşeni kaldıran görmedim
Ardından tekme vuran vurana
Ağlayanın yaşını silen görmedim
Sırtından kurşun sıkan sıkana
Nalıncı keseri gibi hep bana dünya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!