-Bundan önceki yazıyı okumadıysanız eğer, bunu da “es” geçin lütfen! ...
Bir öncekinde sizlerle aşk hakkında konuştum. Aşkın büyüklüğünden söz ettiğimi mutlaka kavradınız. “Aşk ölümsüzdür” dedim. İnanan inandı; tereddütleri olanların kafası iyice karıştı; inanmayan ise “kadın palavra atıyor yine” dedi. Hatta, eminim “vah vah, bu da böyle bir rüya görüyor işte! ” diyenler bile oldu. Oysa farkındaysanız vefasızlıktan, ikiyüzlülükten, ihanetten, derin yaralanmalardan, aşka rağmen geri dönüşümsüz yanlışlar yapıldığında sevginin örselenmesinden hiç söz etmedim. Alice 'Harikalar Diyarında” idi. Biz de onunla birlikte dolaştık.
Şimdi, birer emekçisi olduğumuz dünyamıza daha geniş ve evrensel bir pencereden bakalım.Yazın sanatında şair veya yazar, kalemiyle bir sihirbazdır adeta. Duygu ve düşünce ile insan arasında iletişim kuran bir şamandan farksızdır o. Bundan da önemlisi istediğiniz düşü sunabilir size. Ömür boyu aradığınız romantizmi veren veya acılarınızın izdüşümlerini keşfedebileceğiniz bir mazoşizm kaynağı olabilir. Kış uykusuna yatmış tensel arzularınızı kolayca canlandırabilir. Hayal aleminde uzun ve keyifli bir gezintiye çıkarabilir sizi. Şiir ortamı böyle bir amaca çok daha uygundur. Orada mantıklı olmak zorunda değilsiniz çünkü. Düşler aleminde ise her şey mümkün. Duygu verildiği ve alındığı sürece işler yolunda gider.
Kablolar birbirine sürtüyor değil mi? “Bir yerde kısa devre var” dediğinizi duyar gibiyim!
Tamamını Oku
'Yazınızı okurken Yazar sevgili Mehmed UZUN'un, 'Aşk Gibi Aydınlık , Ölüm Gibi Karanlık' romanı geldi aklıma. Koca kitaptan, görüşlerinizle örtüşen veya eğer varsa farklı noktaları alıntılayarak yazmak isterdim. Ama, henuz kitabın ilk sayfalarındayım. Aşk, toplumsal ilişkiler içinde bir hücre faaliyeti gibidir. Özü, illegalitel yöne gider. Bakmayın aşk öykülerini ezgilerle, şenlik içinde yaşatılmasına. Gelenek, görenek ve geri toplumsal alışkanlıkları sonucunda aşkı katleden suçluluk psikolojisidir yaşadığı. Aydınlatıcı, öğretici özellikleriniz şiirlerinizde de var. Tebrikler'
Açikla-MAstral
.....his, duygu, AşK, soyut.
mental:düşünce.
Fizik::))
evet.. bana bir şeyler karisik geldi. bildiniz.
sevgiyleyim.:))
ayni sevgi ve saygilarimla.
Tabii ki öyle demeyecek ve susmayacaksın Meneviş. Böyle bir isteğim olmadı ki benim!...Üstelik de tam aksini savunurken ...
Nereye varmak istediğin bana karışık falan gelmiyor. Sana bazı şeyler karışık gelmiş ki, soruyor ve aydınlatmamı istiyorsun. Bu en doğal hakkındır. Söz konusu olan bir şiir olsaydı, böyle bir hak da doğmazdı mesela. Burada bana karışık gelen tek şey, şu 'astral' meselesine nereden girdiğimiz. Yazıda var diyorsun da ben göremiyorum. Ayrıca kaydettiğim 400'ün üzerindeki yazı ve şiirde 'astral' sözcüğünü bir kez bile kullanmamışım. Yazının ruhuyla da hiç ilgisi olan bir sözcük değil ayrıca. Belki de açıklamaları sen yapmalısın:))
Sevgiyle kal...
Bu 'astral'ı da nereden çıkardın Meneviş??? Ben de uyumayalım diyorum zaten!...Bizlere kaliteli-kalitesiz ne sunulursa sunulsun; hem okur, hem de yazar olarak yeni arayışlar peşinde olup daha iyisini talep etmediğimiz sürece o arz(sunu) bir işe yaramaz. Yaramayan bir şey de zamanla işlevini yitirir. Arzı anlamlı kılmak taleple mümkündür ancak...
Bu yüzden kimse bizleri uyandırmayacak. Uyanık kalmak zorunda olan, yine kendimiziz!....
Bozbulanık görmek var; gerçeği görmek var. Yapmaya çalıştığım şey, yazarlığın ve bir anlamda okurluğun gerçeğine sadece bir ucundan dokunmaktı bugün...
Sevgiyle...
peki gerçek ne? 'konuyu gerçeklere çekmeye çalışıyorum.' demissiniz de.. konu astral mi? simdi yani. uyuyoruz biz! ninnimizi söyleyenler var. uyuyanin talebi olmaz. aglamadan olmaz.. degil mi?
arz sunucularinin çok isi var bence. onca uyuyani uyandirmak... kolay mi!
açiklama için tesekkur ederim. ama yeterli olmadi.:))
yazilariniz siilerinizden daha çok ilgimi çekiyor.
ayni sevgilerimle... hatta saygimla da.
MENEVİŞ'e...
Öncelikle bir astral alemde yaşamadığımı söylemek isterim Sevgili Meneviş. Aksine konuyu gerçeklere çekmeye çalışıyorum. Bu bir...
İkinci olarak, istek ve talep olmadığı sürece arz'ın, yani sunulanın bir anlamı olmayacağını anlatmaya çalışıyorum. Şarkıyı alkışlamak kadar söylemeye de gayret etmek; araştırmak ve sürekli sorgulayarak üretmek; seyirci değil oyuncu olmak gerekir diyorum. Bunun temelinde ise kişinin bıkmaksızın kendine yatırım yapması; çok çalışması ve kavramak için özel bir çaba sarf etmesi; talepkar olması lazım.
Sözün özü, küçük bir pencereden bakmak yerine daha büyük pencereler öneriyorum. Yoksa herkes çalakalem bir şeyler yazar, sonra da bir editörün eline tutuşturur ve düzeltilmesini beklerdi. Yazarlık ve yaratıcılık ise, bunun çok ötesinde büyük bir sorumluluk içerir. Kendi içinden çıkıp, kendi bağlarından kurtulup, konulara evrensel bir dil ve ustalıkla yaklaşmak gibi...Sihirbaz olmak derken bunu kast etmiştim işte!...
Yazar açısından önemli olan, yazının iç tutarlığı ile bütünü; okur için önemli olan ise yazıyı doğru okuyabilmek ve okunamıyorsa eğer, bunun için şart olan malzemeyi bir biçimde hazırlamaktır...
Tabii ki herkes yazar olmak zorunda değil. Ancak, iyi - talep eden - bir okur olmak insanın kendi elindedir...
Ayrıca 'mental güç'ten ne kast ettiğini pek anlayamadım. Bizlere Tanrı tarafından verilmiş zekanın % 10'unu bile kullanmadığımız düşünülürse eğer, o da pekala geliştirilebilir. Müthiş bir potansiyele sahibiz her birimiz....
Her neyse, bu konu uzar gider. Umarım açıklamalarım yeterli olmuştur...
Sevgi ve selamlarımla:))
'talebin olmadigi yerde arzin ne isi var?' gibi bir satir okudum. ne demek bu? sizin mental olarak güçlü oldugunuzun farkindayim.. astral ve fiziki olarak yasananlari yaziya dökmek herkezin harci degil de, arz talep meselesini açar misiniz? ricamdir. sevgiler..
kaldik saglicakla ve okuduk buyuk bir keyifle, feyiz alarak, hisse cikararak. Kalemine saglik, dost.
'okuyabilmek' de yazmak kadar önemli....hatta daha da zor kanimca..! sevgiyle daima...
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta