Resmeyledim Doğayı Şiiri - Sezayi Tuğla

Sezayi Tuğla
1645

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Resmeyledim Doğayı

Hayranlıkla izledim gökyüzünü,
Bakış bakış resmeyledim doğayı.
İnceledim yeryüzünün düzünü,
İbret ibret resmeyledim doğayı.

Yaratıcı gücün, Rabb’ım dilimde,
Senin sırrın görünür, her ilimde,
İlmek ilmek dokunan şu kilimde,
Nakış nakış resmeyledim doğayı.

Hayran kaldım âlemdeki ahenge,
Her nesnede, her olayda var denge,
Elvan elvan çiçeklerdeki renge,
Fırça fırça resmeyledim doğayı.

Çiçeklerin beyazında, alında,
Ayetin var, arıda ve balında,
Ağaçların meyve yüklü dalında,
Yaprak yaprak resmeyledim doğayı.

Lâ mekânsın, bulunursun her yerde,
Biz aciziz, kalbimizde var perde,
Satır satır yazdığım şu defterde,
Mısra mısra resmeyledim doğayı.

(TEMMUZ 2008)

Sezayi Tuğla
Kayıt Tarihi : 30.10.2012 16:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


SANATIN İÇİNDE SANATÇIYI GÖRMEK Biz yaratılmışlar, nedense her şeye eksik bakarız genellikle. Asıl görmemiz gerekeni ikinci plana atarak teferruata takılırız. Bir sanat eserinin karşısına geçer hayran hayran izleriz. Hatta birçoğumuz kusur ararız o muhteşem yapıtta. Buluruz da çoğu zaman bizi dürtüklediği o kusuru. Ama hiç düşünmeyiz bizim emeğimiz olan (kusursuz gördüğümüz) bir başka eseri de, aynı egoya sahip diğer insanların, benzeri eleştirel gözlerle inceleme çemberinin içine aldığını. İnsanoğlu kusursuzluğu bulmak ve kusursuzu yapmaya çalışmak için programlanmıştır kanımca. Kusursuz olduğuna inanarak atmış olduğu her adımda, kendisi veya bir başkaları geriye dönüp baktığında hatalarını daha net görür çoğunlukla. Tabi hiçbir eleştiriyi kabul etmeyen inatçı nefsinin esiri değilse. Ene’sini kılavuz edinen insan, kendisine bir nimet olarak bahşedilmiş olan kâinattaki halk edilmişlerde de çeşitli eksiklikler ve kusurlar bulmaya çalışır doğal olarak. Çeşitli icat ve keşifler neticesinde doğadaki birçok yanlışı düzelttiğini, birçok eksiği tamamladığını zanneder görünümde. Kendisi göremese de, kendisinden sonra gelen nesil, ekolojik dengenin bozulduğunu, insan yapısı sistemin Aksadığını tespit eder. Düzeltmek için yeni arayışlar başlar hummalı bir şekilde. Bu arayış ve çalışmalar kıyamete kadar sürecektir, sürmelide elbette. Sakın yanlış anlaşılmasın, hiçbir zaman ilme ve ilmi çalışmalara karşı değilim. Hatta bu hususta gücüm yettiğince de maddi, manevi desteklerimi esirgemek istemem. Zaten ilmin bittiği yerde ip kopmuş, dünyanın sonu gelmiş olur herhalde. Çalışalım, rahmetle anılacağımız eserler bırakalım bizden sonrakilere. Birer sanat esri olan bizler, hiçbir zaman kendimizi sanatçının üzerinde görmeyelim. Bir ilim adamının robot sanayinde büyük aşamalar kaydettiğini düşünelim birlikte. Modern çalışmalar neticesinde en gelişmiş bir robot gurubu meydana getirilmiş olsun. Bilim-kurgu filmlerindeki gibi, kendi sistemlerini kursunlar, insandan daha iyi düşünsünler, kâinatın tek hakimi olarak insanları ve mucitleri olan ilim adamını imha etsinler. Kısa zamanda birbirlerine düşerek bulundukları arzı kâinatı yok ederler herhalde. Robotlar mucidini yok edebilir belki. Çünkü o bilim adamı da neticede yaratılmıştır. Yüce Yaratıcı’nın sıfatlarını taşıyamaz. Onun için insanoğlu, ucuz kahramanlıklara soyunarak haddini aşmamalı. Kendisine verilen imkânları en iyi şekilde kullanarak sanatını icra etmeli. Gökyüzünü incelemeli, yeryüzünü incelemeli, kendi benliğine dönerek kâinatta sadece bir nokta olduğu halde en üstün yaratık olarak var edilişinin sebeplerini sorgulamalı zihninde. Gelin biraz tefekkür edelim.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sezayi Tuğla