fısıltıya dönüştü
iç çekişleri kaldırımların
bir gece daha düşüyor pencerelerimden
ne ay ışığı yadsıyor gözlerimi
ne şehrin aciz ışıkları
her ücra köşeden sen çıkıyorsun bu gece
her kalabalıktan ben
her benden bir yalan çıkıyor bu gece
her yalandan sen...
katıla katıla
güleceğim bugün
susa susa ağladıklarımın
birazı kadar…
dün
bin yıl önce yapılmış provası sözcüklerinin
kurallı, yasaksız, ezbere sevmelerinin
ayrılık onlar için
hep erkene doğan bir uyuşuk güneştir
geceler, özlenen tekrarlardan ibarettir
günlerden bir günün yitikliğindesin adam
ve ellerin ihtilalinde şu kahpe ayların
kimbilir hangi dosta gecesin şimdi
hangi geceye dost
ki soyunmaya başlamış kadınlığını bir bir
parmaklarında adımların
oturup da karşında
sana değil
senin için ağlasaydım
öyle deli
öyle uluorta
ahhh
Usulca sakladı öykülerini adam
etrafında dolanan isimden fi(i) llerin
-belli ki
kalabalık bir anason kokusuydu ay o akşam
zamanı kurulmuş sevdalarda yalnızlığına sunulan
İçimde her daim hazır olan bir sızı
Bazen çok yakın
Bazen çok uzak
Bazen kalabalıklara karışıp
Uzaktan izlediğim
bir masalı
ellerimle parçaladım hikayelere
kimse görmedi
gökten üç yıldız düştüğünü…
kırmızı kırmızıyı kesti
şiirlerinizi beğeniyle okuyorum Bu güzellikleri aşağıda adını verdiğim grubuma iletirseniz sevinirim.
Didim Edebiyat Ve Gülmece Grubu
Sevgi ve dostluk
gök kuşağına döndürür benliğimizi
şiirleştirir mutluluğumuzu
güzelliğinin yakamozu
Hiç itiraf edilmemiş uzak bir sevgisin sen
Bunu aklımda mıh diye tutacağım
Kalıbını çıkardım ayak izlerinin
Ve pişirdim içimin ateşinde
de saklayacağım aklımın müzesinde... :)
Bahtını ve yolunu açık etsin tanrı,hayırlı yolculuklar...