Bura Reşadiye; bizim memleket
Bayırı başkadır düzü başkadır
Mevlâ’nın bir lütfu; insanı cömert
Ekmeği başkadır tuzu başkadır
Bir şirin ilçedir, Tokat elinde
Yanık bir türküdür, sazın telinde
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bura Reşadiye; bizim memleket
Bayırı başkadır düzü başkadır
Mevlâ’nın bir lütfu; insanı cömert
Ekmeği başkadır tuzu başkadır
Bir şirin ilçedir, Tokat elinde
Yanık bir türküdür, sazın telinde
Sunalar oynaşır, Zinav Gölü’nde
Ördeği başkadır kazı başkadır
Kuzeyi Aybastı, batısı Niksar
Güneyinde Hafik ile Doğanşar
Kapı bir komşusu Sivas Kolyasar
Çayırı başkadır bozu başkadır
Yedi mahalledir merkez topluca
Çermik’in altında kaynar ılıca
Şifa kaynağıdır termal kaplıca
Menbası başkadır gözü başkadır
Bin dokuz yüz altı yılından beri
Seven gönüllerin sığınak yeri
Bulunmaz cihanda eşi benzeri
Baharı başkadır yazı başkadır
Hepsi aynı kandan, hep Oğuz soyu
Burda yaşar Türk’ün yirmi dört boyu
Kardeşlikten öte, yok; şuyu buyu
Neşvesi başkadır hazzı başkadır
Alkaevli, Çepni, Peçenek burda
Beğdilli, Yaparlı, Bayındır orda
Eymürlü Şeyh Yakup yatıyor şurda
Olmuşu başkadır yozu başkadır
Kimi Dodurgalı, kimisi Kınık
Kimisi Kayı’dır, kimisi Kızık
Kimisi Yuva’lı kimisi Yörük
Kabuğu başkadır özü başkadır
Şark yolu batıyı doğuya bağlar
Muğla’nın derdine Sivaslı ağlar
Tokatla Ordu’yu ayırır dağlar
Döngeli başkadır vazı başkadır
Batmış’tan seyreder bir yiğit çeri
Erdem Baba denen Selçuk neferi
O yiğit nefer ki; pirlerin eri
Kalkanı başkadır gürzü başkadır
Hay edende sırra dalar erenler
Hu diyende semah döner yarenler
Gel olunca bu meydana girenler
Kelamı başkadır sözü başkadır
Nebi Şeyh anlatır; İbrahim dinler
Cem Ali çağırır toplanır binler
Lığla tepesinden Hasan Şeyh ünler
Niyazı başkadır arzı başkadır.
Almus’a yol alır Tozanlı Çayı
Kelkit’le buluşur Delice suyu
Kudurur arada, şıpsevdi huyu
Cilvesi başkadır nazı başkadır
İskefsir’e varın gönül eyleyin
Çal Dağı’na çıkın türkü söyleyin
Avşar’ın düzünde koyun heyleyin
Zemherisi başka güzü başkadır
Bahar yaza döner, dereler akar
Yeşile boyanır, her yan gül kokar
Giyinir güzeller takılar takar
Gelini başkadır kızı başkadır
Düğünler kurulur, çalınır sazlar
Ellik’e dizilir, oğullar kızlar
Fadik türküsünde yürekler sızlar
Kavalı başkadır sazı başkadır
Tozanlı köyleri bir başka güzel
Üç peşli giyerler tam Türk’e özel
Hor bakamaz size hiçbir mübtezel
Mahremi başkadır gizi başkadır
Açılır ocaklar onar on beşer
Kara kazanlarda yemekler pişer
Güdüllenir keşkek, sofraya düşer
Dolusu başkadır azı başkadır
Bir türküdür; dillerde gezinmeyen
Bir şarkıdır; notası dizilmeyen
Bir resimdir; deseni çizilmeyen
Duruşu başkadır pozu başkadır
Kurban olam; kıranına çalına
Turâb olam; yeşiline alına
Sırma olam; işliğine şalına
Yaşmağı başkadır bezi başkadır
Yetti be Türkoğlu, haydi es artık
Sızlatmayı bırak, bitir kes artık
Hasret cana düştü; yaktı pes artık
Dumanı başkadır közü başkadır.
Tebrikler üstadım yazan yüreği kutlarım.Saygı sevgi ve muhabbetle...+
Bu şiir ile ilgili 41 tane yorum bulunmakta