Renksiz Karanlık

Görkem Buğra Kızılkaya
116

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Renksiz Karanlık

(Herkes yalnızlığa bürünmüş karanlığında siyahı yaşarken
Ben neyin renksizliğine katlanıyorum?)

Siyahı gözleri açıkken de görebilir insan,
Kapalı iken de.
Her yerin karanlık olması için
Işığın yoksulluğu yeter mi sence?
Pembe tonlu aşkın rengine karışmış
Biraz kırmızın var senin,
Benim ise senin hayallerine karışmış
Biraz masumiyetim.
Beyaz düşünmek herkesin hakkı değilken
İnsanlar hâlâ kar avına çıkıyor yazın ortasında.
Kışın soğuğu kadar üşütür özlemin.
Özlemenin büyüklüğü kadar
Güneş, dünya etrafında döner.
Sonra bir karadeliğe girmek yerine
Ona çarpmayı aklından geçirir
Bir gezegen kendi kendine.
Kifayetini yitirmiş değerler eşliğinde
Durdurak bilmeyen arzusu ile
Yok olmaya gider bir geceye
Ve o gece ay, dünyaya çarpar,
O gezegen ise karadeliğine.
İçinde bu kadar kırmızı barındıran bir insanın
Kalbinde karadeliği taşımasının sebebi ne?
Ben orada yok olmak değil
Yeniden doğmak istiyorum.
Gezegen sınıfından çıkıp
Senin güneşin olmak uğraşım.
Bunu başarabilmek için izinli miyim?

Bir can, duygu yüklü şimşekler eşliğinde
Yıldırıma soyunmaya çalışır.
Çıkardığı ışığın yeryüzünü biraz aydınlattığını sanır.
Bu ışıklar ne güne duruyor?
Senin amacın zaten gökyüzünü aydınlatmak değil mi?
Yüzümü okşayan birkaç taş parçası var
Kaya gibi görünüp çakıl diyebileceğim.
İnsanlar neden kendini bu kadar abartır?
Evet, dünyaya sahip olmak istiyorum
Ama içindeki insanlara değil.
Kırılgan yapıya sahip bu kadar levha varken
Her hareket neden gökyüzünden gelmiş gibi görünür insana?
Yıldızların yer değişikliği depreme sebep olur sözde.
İşin özü ise hayatın maçtan ibaret olmadığıdır.
Hikâyesini bitirmeden yoluna devam eden
Masal kahramanlarının romanı gibi
Seninle her deneme
Ve şiirsel duygular barındıran gerçeklik var
Parçaların her köşesinde.
Dikliğini kaybetti kendini doksanlara heba eden
Milyarlarca şekil.
Sade ufak bir nokta oldu hepsi
Bulutların epey üstünde.

Şimdi sen unut aklındaki gerçeği,
Benim yalanımı da bana unuttur.
Gerçeklik payını çıkar hayatından,
Hayatın paydası ikimize de yeter.
Sen aşıkken değerim büyür,
Sen uzakken ölümüm.
Biz bir değer kalırız gidegeni tek yön olan
Bu hayat doğrultusunda.
Fazla matematiksel...
Elinde bir demet hüzünle geldi ayna karşımıza,
Sundu çiçeğin kokusunu biraz karamsar.

Ezgilenmiş bir bestenin yarım kalan son notasıydı hayatın,
En güzel sesi yansıtan gözler var
Sol anahtarlarının feda edildiği.
Kaç kişiyi daha kendin için öldürtmek uğraşındasın.
Seni dinleyenlerin sayısı hayli arttı çünkü.
Müzik yemin etti aşk adına bir daha çalınmamaya.
Zaman ise müziğe eşlik etti ve her notada biraz daha ileri gitti.

Duvardan hiçbir beklentisi olmayan bir kızın
Dört rakamını kullanarak etrafını çevrelemesiydi
AŞK.
Yalnızlık andını okuyan nadir insanların
Toplanma salonu olmuştu karanlık ve
Her bir salonun günde kim bilir kaç aşk müşterisi var.
Kimisi kiralamış, kimisi satın almış.
Benim aşkım yetmedi senin kalbindeki herhangi bir yeri kiralamaya,
Kuşunu kaybetmiş bir tüy gibi savruldum nefesinin etkisiyle
Biraz aşka, biraz acıya.

Hayata kalbin objektiflerinden bakınca
Boy boy sen görüyorum kalbime saplanmış.
Hangi bıçağa özendi gözlerin?
Hangi merceği odakladın gözlerime de
Beni seninle tutuşturdun?
Kağıdın ucuna hafif bir alev verince
Tamamının yanması gibiydi ayrılık.
Büyük olunca rüzgar harareti daha da artırıyor.
Fırtına bekliyorum senden bir an önce sönebilmek için.
Esirgeme aşkın akımını benden.

Kestirmeden ölüme giden bir köprü biliyorum
Önce gözbebeklerine
Ordan da yüreğine giden.
Altından kan kırmızı bir nehir geçiyordu.
Belki de nehrin adı kandı, bilemiyordum.
Sonra köprü bir yerde parçalandı, düştüm.
Havada boğuldum.
Sana ulaştığımda da çoktan ölmüştüm zaten.
Duygusal bir insanı ağlatmayı bile beceremeyen
Duygusuz biri oldum çıktım.
Herhalde hayata fazla komiğim.
En soğuk esprimi de dünyaya gelerek yapmış bulundum.
Kimsenin gülmediği bana olan düşmanca bakışlardan belliydi
Ve ben direnmek için kendi kendime tebessüm ettim.
İnsanlar!
Sizin sinirli yüzleriniz daha komikti.

Görkem Buğra Kızılkaya
Kayıt Tarihi : 15.5.2012 23:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kırgınlığı umutlarıyla atıp size olan aşkını kalemleriyle kıran küçük bir bulut var her bir başlığa Damla adını verdiği. Yeryüzünde ne kadar çok aşk varmış da benim haberim yokmuş. Hepsi benim eserim mi? Hayatın harf tekrarı olduğunu kelimeler arasında yalnız kalınca öğrendim ve şimdi ben, başlıkların birbirine duyduğu Özlem'de fazla durgunum. Yaz çoktan geldi...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Görkem Buğra Kızılkaya