Düşündüren dünya üstü
değiştiren doğadaki yaşam
şimdi hepsi üzgün seyirci
kelebeker kanatsız
konamıyor gelinciğine
ne de karınca telaşlı
kuşlar kanat açmamış
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Anlatımdaki derinlik yürekleri sızlatıyor.
SAYGIDEĞER BİRSEN HANIM ;
AKICI , GÜZEL VE ANLAM YÜKLÜ ŞİİRİNİZİ BEĞENEREK OKUDUM.....ÇALIŞMALARINIZIN DEVAMNI DİLER , DUYGULU YÜREĞİNİZİ TEBRİK EDERİM........SEVGİYLE VE ŞİİRLE KALIN....SAYGILARIMLA...İBRAHİM YILMAZ.
ateş böcekleri sönük
arılar aç susuz hapis
ağaçlar renksiz susuz
tüm çiçekler solgun
güneş döndü arkasını
dayanamadı bu düzene
insanlarda yok oldu düşünce
tebrik ederim yürekli şairimi
teşekkürler.
sevgili lotus, siz bir deniz yıldızını tekrar denize atmışsınız. tebrikler. dilerim karaya vuran yıldızları tekrar denize atanlar çoğalır...
izninizle, uzun bir iç çekişini....
“TÜRBAN ÇOCUKLARI”
“Ağaç yaşken eğilir” atasözünü bilmeyen yoktur. Gerçekliği kanıtlanmıştır.
Fidanları küçükken istediğiniz yöne doğru veya şekli vererek yetiştirebilirsiniz.
Bu insanlar içinde geçerli tabii. Doğduğu anda dünyaya geldiğine sanki pişman gibi ağlayarak ilk nefesini alır bebek insan. O andan itibaren ne yazık ki; kimi karşısındakinin görüşüne karşı olarak, kimi siyasi özlemini gerçekleştirmek, kimi yaşadığı ülkeye düşman, kimi terörist, vb. olmak üzere çeşitli şekillerde yetiştirilir.
Doğarken özgür ve doğal olan insan, büyükler tarafından istenilen yöne ve şekle sokulur.
Yeni doğmuş insanı onu çeşitli fikirlerle boğmayıp, sadece büyümesi sağlansa, kendi seçimlerini kendisi yapmış olsa, acaba;
Nasıl bir kişilikle çıkardı karşımıza..?
Bursa’ da henüz reşit olmayan, aralarında belki okuma bile bilmeyen, küçücük kız çocuklarının ellerine türbanla ilgili çeşitli pankartlar vermişler, büyüklerinin ağzından çıkan “türbanın tüm çalışma alanlarında (özel,tüzel) serbest bıkılması” sloganlarını tekrar ediyorlardı.Diğer tarafta da oğlan çocuklarının ellerinde “Kur’ an baş örtüsünü emrediyor” (gibi) pankartlar taşıyıp, yine türban lehine sloganlar atıyorlardı. Gösterileri birkaç sendika ve…. (?) sivil toplumun hazırladığı bu gösteride MemurSen. Bşk. Aydın KILIÇ elinde megafonla sloganları yönetiyordu, TV. daki görüntülerde. (23 Şubat 2008)
Sendikalar ve minik “TÜRBAN ÇOCUKLARI”.
Kuzey Irak'ta bulunan terör örgütü PKK kamplarına yönelik hava destekli kara harekâtı başladı ve devam ediyor. Askerlerimizin şehit haberleri geliyor!!!!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu arada üniversitelerde türbanın serbest kalabilmesi için anayasa değişikliğini onaylıyor..
TÜRBAN önemli.
KADINI TÜRBANLAMAK isteyen de, istemeyen de erkekler! Neden?
Kadınları organize ediyor, gösteriler düzenliyor. Ve de ne olduğunu anlamayacak kadar küçük, reşit olmayan kız ve oğlan çocukları, fidan misali.…
Reşit olmayan, ne olduğunu anlamayacak kadar küçük, kız ve oğlan çocuklarını dağlara çıkarıyor erkekler. Kamplarda beyinleri düşmanlık ve kinle doyuruluyor. Büyürken eğitiliyor, her biri bir ölüm makinesi oluyor.
Askerlerimiz şehit düşüyor!!!
Onlarda ölüyorlar çok, çok…
Belki içlerinde kansere çare bulacak dahiler bile vardı.. kim bilebilir ki?
“Fidanı yaşken eğiyorlar (!).” Kafaları karıştırıp bölüyorlar.
Güçsüzler(?) güçlülere yenik düşüyor..
Kapat diyor, kapatıyor, aç diyor açıyor, kadınlar..
Bayrak, dil, din tüm ülkelerin hassas noktası. Bunları siyaset uğruna kullanmayan bir ülke, ve erkek siyasetçi var mı?
Fidanları yaşken eğiyor, bölüyor, ölüyor, öldürüyorlar!!!
Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan…..
Her gün birkaç şehit acısı… yüreğimizde birikiyor. Gözlerden damlacıklar süzülüyor.
Küçükler ölürken, aktörler karşılıklı satranç oynamaya devam ediyor.
Irak’ ı bu günkü duruma getiren ABD. Başkanı George W. Bush askerlerinin ölümünü hala seyrediyor. Bush ailesinin dışında binlerce Amerikalı anne ağlıyor. Çünkü Başkan Bush’ un bu savaşta ne mal, ne de can kaybı var.
Kaybedecek bir şey vermeyen, lafla acıyı alamaz!
Bir buçuk Milyon kadın, erkek, çocuk Yahudi’yi çeşitli işkenceler ve yöntemlerle ölüme gönderen Hitler de Alman ırkını saflaştıracak, dünyayı değiştirecekti.
Kaderi miydi bir buçuk milyon insanın gaz odasında ölmek?
Aktörlerde ölüyor.
Sınavda bile 3-4 yanlış bir doğrunun başını yiyor. Ama doğru olanı yanlışla değiştirseler de, doğru olan tekrar yanlışın yerini alıyor. Dilerim yanlışlar çoğalmadan, yanlışları görmeyi başarır aktörler.
Kendi sesimiz kulağımıza hoş, düşüncemiz doğru gelir. Büyüklük, sesinin karga gibi olduğunu duymak, düşüncelerin doğruları götürmemesini sağlayacak görüşe ulaşmaktır.
“TÜRBAN ÇOCUKLARI” sokağa çıkardı, büyüklerin eliyle.
Deniz Yıldızları karaya vuruyor..!!!!
24 Şubat 2008
Mebrure Coşkunsu / su coşkun
içinde yaşadığımız kötü gidişi güzel özetlemiş, tebrikler..
'.....
insanlar kaybetti düşü
tek el kumandayla
geziniyorlar bu dünyada
tek farkları birbirlerinden
renksiz karanlık kıyafetleri.'
derken de aslında yapılmak istenenin prototip, birbirinden farkı olmayan emir kulları olduğnu çok güzel anatmış.
her şeye rağman karamsar olmamak gerek, bu ülke sahipsiz değil, birileri karanlığa sürüklemeye çalışsa da bu ülkenin aydın kadınları bile onları engelleycek güçtedir...sevgiler...
tek el kumandayla
geziniyorlar bu dünyada
Düşünceden, muhakemeden yoksun bir devirdeyiz. teknolojik cihazlar sayesinde hazırdan yiyoruz. Ne arasak elimizn altında. Faturası yıllar sonra çıkar. Bedeli ağır ödenir.
Teşekkrüler, tebrikler.
Harika bir paylaşım...
sinsi oyunlar oynanıyor bu güzel memleketimde....biz asırlardır...din dil ırk ve kültür farkı gözetmeksizin yaşamışız....ve de yaşıyoruz....tutucu olduğumu soyleyemem ama avrupalıların ya da nasıl anlatayım batının hala haçlı seferleri yenilgilerini hazmedemeyen düşünceleri ve bizim birlik berbaerliğimizi bir şekilde çökertemeyen ve hala yer altı zenginliklerimizin bir hazine gibi saklandığı ülkemizde...yabancı güçlerin bizi nasıl bölüp ülkemizi ve zengin kaynaklarımızı nasıl ele geçireceklerinin hesabını yaparken...ellerinden ne geliyorsa gerek cumhuriyetin kazanımları gerekse bölünmez bir yapıya sahip nüfusumuzun ve gücümüzün batılıların bu topraklar üzerindeki...emellerine alet olmayacağaımızı bilmeleri gerekeceğini umut ediyorum....saygılar....
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta