Eskiden
İnsanların gözlerinin rengiyle sınırlıydı
Gördüğü şeylerin rengi..
Şimdi gözlerde sadece kırmızı var.
Ama aşktan dolayıdır belki de
Yüzünde tomurcuklar biter bir anda
Ülkenin her tarafını bir başka seversin..
Ağaçların meyveleri kırmızı olur,
kırmızı gider gördüğün arabalar,
Yüzün kızarmaya başlar hafiften,
Dilin kanın, etin, kalemin,
Gözlerinde kırmızı olur.
Tıpkı onun için kıydığın güller gibi.
Yüreğinde kızıllıklar sürgün olur o zaman.....
Hiç terketmedim seni
Ama kendimi terkettim çoğu zaman.....
...........
Küçükken,
insanların göz renkleriyle sınırlıydı
Gördüğü şeylerin rengi...
Maviydi herşey bir zaman.
Çünkü mavilere bakıp hayallere dalıyordu insanlar:
Çok uzun olamayan bir sahilde
Hiçte az olmayan bir heyecanla
Ve ürkek bir tebessümün gücüyle
Sevgilisinin elini tutmaya çabalarken
Mavi bir gökyüzü altında
Küçük, mavi kapılı, mavi perdeli,
Mavi boyaları yağlı olan
Mütevazi bir ev düşlüyordu sevdalılar
Mavi denizin içindeki mavi adada...
Halbuki mavi olan başka şeyler de var dı gerçekte
Bir damla gözyaşı uğruna
Hem de hiç tanımadığı bir insan adına
Ölmek isteyenlerinde gözleri maviydi
En azından hepsi mavi düşlüyordu
Güzel ülkemin güzel yarınlarını........
Küçükken,
Kirletilmemiş umutlarım
Ve büyümeye hazır sevdalarım varken
Hiç yalan tadı duymamış bir dille
Hep çocuk kokan şiirler okurken
Hiç terkedilmemişken üstelik! !
Yaban tadında bir hayatta
Sersefil oyunlar oynarken çamurlar içinde
Ve daha bir futbol topum bile yokken
Çaresiz gözlerle dolaşırken sokak aralarında
Öğrenmeyi öğrendim.
gerçeksiz bir ütopya içinde
Umarsızca büyümeye çalışırken düşe kalka
Yaşamak diye bir şey öğrendim....
Çok sonraları öğreneceğim şeyler düşlüyordum
Halbuki ilk öğrenmek istediğim şeydi:
Başımın bir dize yaslandığında duyacağım heyecanı,
Ellerimin bir el tuttuğunda alacağım rengi,
Gözlerime,
Gözlerinin rengiyle sınırlı olmayan
Renkler gören bir çift göz baktığında
Dilimden dökülecek kelimeleri
Ve yüreğime ateş düştüğünde
Çıkaracağı sesi öğrenmek istiyordum...
Gökyüzüne her baktığımda güneşten çok
Ufuktaki umutların gözlerimi kamaştırmasını isterken,
Güneşsiz kaldım bir anda.
Hiç terkedilmedim üstelik! !
Ne zaman bakire umutlarım olsa
Bir kuş kanat çırpar gökyüzüne
Beyaz tüyler içinde göz kırparak güneşe,
Uzaklara uçar..
Ve ne zaman sevda düşlesem kendime,
gecenin ortasında,
Bir yıldız kayar gökyüzünden.....
.....
İnsanların gözlerinin rengiyle sınırlıdır
Gördüğü şeylerin rengi...
sarıydı bir zamanlar bütün göreceli olgular
Gözlerde saradı bütün yapraklar
Unutulmaktı belki de,
Hüzün dolu,
Bir o kadar da sitemkar.
Ama sarıydı görülen herşey.
Sarı kefen içindeki saramış genci
Sarı çiçekler icinde, sarı toprakla örtüyorlardı
Sararmış yapraklar arasında..
Sarı trenin arkasından sarı mendil sallanıyordu
Sarı istasyondan..
Sarı saçlı sevgilinin saçları okşanıyordu
Aşk dolu bir salı akşamında...
Yaşamak ne güzel şey halbuki..
Şimdi sararmış yapraklar görmek vardı,
Belkide bütün renkleri görebilmek....
............
Yaşamı kirleten izler arasında
Sadece gri gördü insanlar
Ne beyazdı ne siyah
Ama korkmuyorlardı insanlar
Renklerin karasızlığına anlam veremiyorlardı sadece
kimdi bunun galibi
Kimi zaman güneş gibi aydınlık oluyordu herşey
Kimi zaman gece gibi karanlık! !
Yoksa birer puan mı alacaklar renkler?
Siyah gördüler herşeyi önce
Belki okuldaki kara tahtaydı siyahın en güzel anlamı
Belki de geceyi anımsatıyordu kimisine
Yüreklerin aynasıydı kimisine göre siyah!
Beyaz gördüler sonra herşeyi
Bembeyaz,
Saçlar beyaz, eller beyaz, dudaklar beyaz
Sözler bile beyazdı o zaman.
Beyaz gelinlikli gelin beyaz çiçekleri atıyordu arkasına,
Beyaz umutları olan genç kızlara..
Ne yazık! !
Ama kirlendi beyaz.
Yaşamı kirleten izler arasında kaybolup gitti......
..........
Eskiden,
İnsanların gözlerinin rengiyle sınırlıdır
Gördüğü şeylerin rengi..
Diye düşünürdüm.
Halbuki çok sonra anladım:
İnsanların gördüğü şeylerin rengi
Değiştiriyordu insanların rengini..
Bir zenciyle aranda hiç fark yok zaten.
Sadece o seni beyaz görüyor sen onu siyah!
.....
İnsanların düşündükleriyle sınırlıdır
Gördüğü şeylerin rengi!
Şimdi durup düşünüyorum arasıra
Hangi rengi düşünmem gerektiğini.
Biliyorum aslında ama
Zor geliyor işte
Beyaz görebilmek o kadar da kolay değil!
Kalemim beyaz yazamaz,
Sözlerim belki
Ama zor geliyor!
Beyaz gülleri sevemem ben!
Beyaz gökyüzüne bakıp hayal kuramam!
Ama beyaz mendil sallarım ardından! Yalan değil.
Seni özgür kılan kanatların da yok diyorum kendime
Umutlarım biteli çok oldu
Ne ilişkim var benim beyazla?
Bu aralar moralim çok bozuk üstelik.
Tek sırdaşım sigaram
O da çok vefasız be
Beyaza bürünmüş, dumanı da beyaz...
Sana bıraktım beyaza dair herşeyi,
Siyah ve geri kalanlar benim.
Yalnızlığı çizmek daha kolaydır onu paylaşmaktan,
Umutları yaşamak düşlemekten daha kolaydır bazen,
Hasreti yaşayabilmek te öyle..
Yaşamak isterken bütün sevgimle,
Oturup bir köşede yaşamayı seyrettim.
Kiraz ağacında da elma yetişsin istedim oysa,
Güneşte ıslatsın istedim sabahı yağmur gibi..
Çok beyaz düşledim.
Düşündüklerimden ibaretti bir zamanlar
Gördüğüm şeylerin rengi!
Bir çok kez dirilmek istedim
Ölmek daha kolay geldi hepsinde
Beyaza tükendim!
Şimdi bir kağıdım beyaz kaldı
Bir de sen..
Sana bıraktım beyaza dair herşeyi..
Geri kalanlar ve siyah,
Benim........
.............
Kayıt Tarihi : 11.7.2003 18:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!