Renklerin yarışı vardı.
Hepsi sahneye çıktı.
Tanıttılar kendilerini,
Anlattılar marifetlerini.
Önce beyazdaydı sıra.
Başladı anlatmaya:
“Temiz ve masumum.
Tıpkı çocuklar gibi.
Baharda açan çiçekler gibi.
Cici, güzel gelinler gibi.
Benim için türküler yazılır
“Beyaz giyme toz olur””
Şimdi sıra kraldaydı.
O asil renk, siyahtaydı.
Kalın sesle gürledi.
“Ben olmasam” dedi.
“Hiç gece olur muydu?
“Uykusuz durulur muydu?
Yağmur dolu bulutlar,
Hep beni anlatırlar.”
Mavi gülerek geldi.
İçlere ferahlık verdi.
Gök mavi, deniz mavi,
Atamın gözleri gibi.
“Beni herkes sever” dedi.
Zarafetle geri gitti.
Kahverengi koştu, yetişti.
“Sakın unutmayın” dedi.
“Masalar, sandalyeler,
O dağlar ve tepeler,
Hepsi benim rengimdedir.
Barış Manço ne dedi?
“Çamur bile kahverengi.”
Kırmızı, bayrağa sarıldı geldi.
En büyük alkışı hak etti.
“Türkler beni çok sever,
Benden vazgeçmezler.” dedi.
“Trafikte dur emrini
Onlara ben veririm.
Elma, karpuz, domates,
Onları ben beslerim.”
Renkler sahneye geldiler.
Gökkuşağı gibi dizildiler.
İzleyenler imrendiler.
Birinciyi seçemediler.
“Hepsi birbirinden güzel” dediler.
Hepsine ödül verdiler.
Kayıt Tarihi : 5.11.2009 21:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!