*Mavi’ye...
Tanrı’nın kiralık katilleriydi kadınlar
Ne zaman öpsem bir erkek öldü içimde...
Yarısı yanmış bir Ay’dı gece münzevi
İsminin sessiz harflerini öptüm küf tadın...
Zaman kazanmak için sustum soluğunda
Jiletin suçu yok beni bileklerin cezbetti...
Kovanından sıyrılmış bir mermi çekirdeği kadar sevinçli
Ve bir o kadar da masum barut kokan ellerim
Seni içimde öldürene kadar bitmesin bu yağmur
Kalibresiz kayıtsız namlular pas tutmadan vur beni!
Kan pıhtısı kalbim atmıyor sensiz
Kalbimdesin süveyda!
Süveyda bir siyah nokta
Yazılmamış hikayemin sonuna...
Tanrı kirpiklerini yaratırken uyarı levhası asmalıydı üstüne
'Lütfen korkuluklara yaslanmayın! '
Şimdi düştüm denizine ki ilk dokunuş beton etkisi
Bakışların zaten kağıt kesiği...
Üvey sevgilimdi yalnızlık dün terketti beni
Duydun mu bir melek daha az önce intihar etti
Sen dudakların morarana kadar sevişirken gökyüzüyle
Unuttuğun deniz seni Tanrı’ya ihbar etti...
Çocukluğumun vesikalık resimlerinde kaldı bildiğim renkler
Alıntı kelimelerle sevilmişim
Soyulmuş sevdiğim ölü şairler
Kadınımın,
Ucuz gözlerinde mavi kadife gülüşler...
Renk körüymüşüm meğer...
Enes SafaKayıt Tarihi : 16.5.2010 19:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"GZÖLERİN ZİNASI, NA-MAHREME ŞEHVETLE BAKMAKTIR. DİLLERİN ZİNASI, ONDA GÖRDÜKLERİNİ BAŞKALARINA ANLATMAKTIR. ELLERİN ZİNASI İSE, ONA ( NİKAHI OLMADIĞI HALDE) DOKUNMAKTIR. EĞER FERÇ DE İŞİ ONAYLARSA, KİŞİ HELAK OLDU DEMEKTİR!" -Hadis-i şerif meali-
Ayrıca: Allah'ın 99 mübarek ismi içerisinde "Tanrı" diye bir ismi yoktur. O isim Şamanizm'de güneşe verilen bir isim olup, manası da "Gök ilahı" demektir.
Ha! Az kalsın unutuyordum, Allah kiralık katil falan tutmaz. Eğer gerçek manada tanımak istiyorsan, Onun son hak kitabı olan Kur'an'ı mana meal baştan sona bir güzel tetkik et.
Hayırlı çalışmalar.
Ama ben şiiri '''Lütfen korkuluklara yaslanmayın! '' dan sonra bitirdim.Okuyucu olarak geri kalanını hayal etmeliyim:)
Safa’nın diğer şiirlerini de okudum.
Şairin bir “mavi”ce tutuklandığı belli...
Aşk acısıyla hemhâl olmuş da hasretini dile getiriyor; yitirdiklerine yanıyor, tutkusunun gücüyle ve kahır çekerek, keskin sirke misali kendine ve sevgiliye vuruyor.
Çalışmalarından bazı örnekler vermek istiyorum;
“Tanrı’nın varlığını ihbar ederek başlıyorum sana /
istiyorum ki gözlerinde damıttığın mavi
değmesin hiçbir denize...
yoksa bir şairin şiirine mürekkep olur /
bilmeden okurum /
aşık olurum şairine.../…”
(Enes Safa: “Mürekkep Balığı” şiirinden..)
“Gözlerinin mavisini sürerken alnıma /
Ağzında gevelediğin barut
alsa ya dudaklarımın ateşini…/…”
(E. Safa: “Tenhâ” şiirinden…)
“tüm deniz kuşlarını martılar örgütlerdi /
bu bilinen bir fraksiyondu ve iyi öpüşürdü dalgalar /
ben ki boğazınızda uyuyakalmış suskun deniz…/
bir yerden süzülmesi gerekirdi mavinin /
süzerdim, yüzünüzün bir denizden ayrılan yanlarını.../…”
(E.Safa: “Mukaddime / İkinci Bâb” şiirinden…)
“çıplak gözle seyredilemeyen bir geceyim /
kelimelerin kanattığı yaralardan,
sızan kanla yazdım şiirlerimi /
ve sen cezmini geceye astığından beri /
içimde bir yükseklik korkusu.../…”
(E.Safa: “Akrep Sancısı” şiirinden…)
“Seni bir deniz gibi ellerimde /
Bir renk gibi seni gözlerimde /
Bir anlam gibi seni üstelik /
Tutamadım, affet!.../…”
(E.Safa: “Rengini Telâffuz Edemedim, Affet!” şiirinden…)
Okuduklarımın tümü etkileyiciydi.
“Süveyda” bir kez düşmeye görsün kalbe, yazdırır işte böyle!
Üstelik her şair “bakışların zaten kâğıt kesiği” diyemez kolay kolay.
Enes Safa’yı içtenlikle kutluyorum.
TÜM YORUMLAR (9)