Acıktığımızda
birbirimizi yeriz,
susadığımızda
gözyaşı içeriz.
Biz
insancıklar,
biz neyiz? ! ...
........
Adem ile Havva' nın düğünü
daha dün gibiydi be
dünden bugüne
rengarenk sesleri kokluyoruz dilimizle! ...
........
Dört kitabı ezber ettik
galaksilerle uğraşırken
dünya' mızı
tarumar ettik.
Ey
Güneş' ten kopan ateş parçası
Dünya' m
ne zaman soğudun
ne çabuk büyüdün
ne kadar da yaşlandın.
Bitkiler hayvanlar
ve
insanlar yetiştirdin,
ne verdiler ki sana
kötülükten başka
anlasana.
........
Dön artık
koptuğun yere,
dön Güneş Ana' na
kimsecikler duymamıştı
o minik patlamayı
Big Bang' i hatırlasana...
Kayıt Tarihi : 3.4.2007 15:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sami Meriç](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/04/03/rengarenk-sesleri-kokluyoruz-dilimizle.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!