- Muhsin Yazıcıoğlu'na... -
Ey Nizâm-ı Âlemin gönüllerde başbuğu!
Vuslatın hâsıl oldu, şimdi gözlerde buğu.
Kardelen misâliyken beyaz örtü altında,
Rûhun Hakk’a savruldu, semânın her katında.
Dağlar dahi sarsıldı, çökünce ağır yükün.
Tekbirle yazılıyor, târihe mühür öykün!
Âleme nizam veren hilâl ile gül yetim,
Sancakta damla damla kanıyor milliyetim.
Sen Sâdât-ı Kirâm’ın hem vekili, evlâdı;
Alperen diyârında, davâmızın milâdı.
Dökülür dudaklardan Yâsinler Fâtihalar,
Ebediyen rûhuna saçılsın râyihalar.
Kadere ve kazâya imânımız teselli,
Şehâdetin huzûru, kabrindeki tecelli.
Tâcettin Dergâhı’nın muhitinde gül açtı;
Âkif de o mekânda ihtişamlı bir taçtı.
Takdir-i İlâhi’ye, biçâre kul neylesin?
Sonsuzluğun sahibi, dâim rahmet eylesin!
Gülbaz’ın gamlı gönlü, nârın ile virâne.
Elvedâ Koca Reis, elvedâ âcizâne!
3 Nisan, 2009
Uğur BenekKayıt Tarihi : 3.4.2009 15:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İNNÂ LİLLÂHİ VE İNNÂ İLEYHİ RÂCİUN! 5,5 YILI HÜCREDE GEÇEN 7,5 YILLIK MAHPUSTA, 210 BİN SAYFAYA TEKÂMÜL, 350 HATİM İNDİREN BİR REİS... HEM DE AYAK UÇLARI YANACAK KADAR ELEKTRİKLİ, SOPALI ZULÜMLERE RAĞMEN! HİLÂL İLE GÜL'Ü VUSLATA ERİŞTİREN, GÖNÜLLERDEKİ MEKÂNINA TAHT KURDURAN BİR REİS... BİR REİS Kİ, VEFÂTINDA, ARDINDA BİNLERCE KİŞİLİK 'DUA ORDUSU' BIRAKAN... GÜLE GÜLE, HASRETİNİ ÇEKTİĞİN RESÛL'E! ALLAH -AZZE VE CELLE- ŞEHİTLİĞİNİ KABUL ETSİN; ŞÂHİTLİĞİNİ KABUL ETTİĞİ GİBİ... * * * * * Kimden: Muhsin YAZICIOĞLU (muhsin.yazicioglutbmm.gov.tr) Gönderme tarihi: 08 Temmuz 2008 Salı 11:44:43 Kime: Uğur Benek (gulbazugurbenekhotmail.com) Sevgili Uğur Kardeşim, Şiirin, tevekkülü ve bir Müslüman gençte olması gereken özellikleri anlatıyor. Böylesi bir şiiri yazma yeteneğinden dolayı tebrik ederim. Allah (cc) zihin açıklığı ve muvaffakiyetler versin. Selam ve sevgilerimle. - Muhsin YAZICIOĞLU BBP Genel Başkanı
![Uğur Benek](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/04/03/reis-e-mersiye.jpg)
Hayatın öbür ucunda bıraktın beni
Issızlaştı şehir
Yetim kaldı şarkılar
Sen gittin Ummanımı besleyen dereler gitti
Enlemler boylamlar
Ülkeler gitti
Şaşırdı yönleri kuzey ve güney
Demirden kavilik, yelden hafiflik
Savaşlar barışlar gitti
Sen gittin Aşımın hamuru gitti
Sen gittin Yapımın çamuru gitti
Sen gittin Nisanın yağmuru gitti
Sen gittin Dünyanın uğuru gitti
Söylesene ağzımın tadı mı kalır
Hangi beyaz keyif çatar çayımda
Sen gittin aralandı sahte dünyam yokluğa
Bir yağ emmez çıkrık kolu hatıran
Sen içimde büyüdükçe, ben küçülüyorum
Adını kazıyamadı zaman
Nar tadından
Kar suyundan
Sen gittin Devletim gitti
Sen gittin Servetim gitti
Sen gittin İzzetim gitti
Sen gittin Saadetim gitti
Yıkılmış bir hisar kaldı tevarüs
Bulutlara kan karıştı ardından
Sen gittin Örtüm gitti
Açıktayım cascavlak
Muhteşem rüzgarlar dağımı yoklar
Tüm yangınlar beni yakar önce
Tipi bir yandan boran bir yandan biler dişini
Bende kalan en son yanını ister
Sen gittin Elim gitti
Sen gittin Dilim gitti
Sen gittin Gülüm gitti
Baştan sona diken dolu gülistan
Yediveren suya saldı ıtrını
Kırağı düştü bülbüllerin sesine
Akreplere kaldı bütün türküler
Sen gittin Kalakaldım tamtakır
Zenginliğim eteğinle sürüldü
Bir yığın suç, zillet bastı hanemi
Ateşten gömlek giydim, şerbet içtim kızılcık
Tacirlere bayram oldu gidişin
Sen gittin Ben bittim
Abdülbaki Kömür
Uğur kardeşimizin şiirini ve yapılan yorumları okuyunca, kimdir diye göz atma gereği duydum. Çok genç bir kardeşimiz. Dolu dolu bir kardeşimiz. Durmadan yazan, yazdıkça artan bir kardeşimiz.
Bu genç kalem, böylesi büyük ve çok değerli bir şahsiyeti mükemmel dile getirmiş, demekten kendimi alamadım.
Tebrik ve takdirlerim sanadır, değerli kardeşim.
Bir de MERSİYE olarak yazmanız da ayrıca dikkate şayan…
***
Geride bıraktık, kalemin kılıcı kestiği çağı
Tükenmez kaleme gerekmez ufacık çakı bıçağı
Tükenmez kalem gibiydi rahmetli Yazıcıoğlu. Bitmez, tükenmezdi; aldığı feyizle, ilimle… Dopdoluydu ruhu, dopdoluydu benliği, dopdoluydu gönlü…
Ve kocaman yüreği dopdoluydu millet aşkıyla, vatan sevgisiyle ve gerçek imanla…
Bize “kalem kılıcı keser” dediler… Demediler ki, her kalem değil… Kurşun kalemi yazdırmak için en azından bir çakı bıçağının gerektiğini söylemediler. Bıçak kalemi keser, kesmeli demediler… Kesmeli, uçlandırmalı ki, yazabilsin demediler.
Demediler; kalemi yazdıran tutan el değil, kalemi bıçağıyla açan eldir diye…
Tükenmez kalemin, dolma kalemin ihtiyacı yoktu çakıya, jilete, (kalem)tıraşa…
Dopdoluydu vatan, millet sevgisiyle; dipdiriydi inancı ve imanıyla…
Kalem olamadılar, kılıç da olamadılar… Çakı bıçağı, belki…
Bükülmeyen bileği, eğilmeyen başı soğuk beyaza serdiler… Dakikalarca görmediler, duymadılar imdatları… Ve ilânihaye soğuk beyaza sardılar, kurtarın diyen feryatları…
ALP’ÇE BİR HAYAT, EREN’CE BİR VUSLAT…
Mekânı Cennet, ruhu şad olsun çok değerli Muhsin Yazıcıoğlu Reisin…
Yamadağlarının ardı saklı.
Zafer, koca çössesiyle kovalardı,
arkamızdan taş atarak.
Ferhat'ın abisi vardı sessis tehlike
babaları vardı sukunetinde akıl delirmişti.
Müslüman kimdi?
Düşünmezdim Türklüğüm nedir.
Korku bilirdim.
Köyümün insanlarının arkasından kabaran.
Allahımı Alevi değişlerinde sevdim.
Korkmadım, adını zikredenlerden korktuğum kadar.
Ben Anadolu çocuğuyum.
Niçin siyasetim korkuyla göder beni.
Ben türkü söyler şiir yazarım,
Dua edemem.
Allahıma değişlerle sevgi vurulmuşum.
İnsanlarımın adından sanından korkup dua etmem.
Sayarım oy verip denerim.
Muhsin Yazıcıoğlu karanlığı alınmış dağlarımın gölgesi.
Alperen yiğidim.
Sol bileğimi yenmek için.
Özlüyorum:
Devletimin milliyetçiliğimden kormama önceliğimi.
Sevgiyle bakıyor;
“Gül gibi” görüyorsan
Sen
Bahtiyarsın...
Mamak
Muhsin Yazıcıoğlu
Yer; Mamak (yani cezaevi). 'Gül gibi' gör diye sesleniyor, onca acının içinden. Bahtiyar olmanın ipuçlarını veriyor dört duvar ortasından.
Eminim, ölür iken de memleket sevdasını sarınmıştı ayazda...
Muhsin abmize de Allah c.c. gani gani rahmet eylesin.
10 puanimla kutluyorum.
Selamlar.
TÜM YORUMLAR (62)