REFİKAM:
Ey benim akıllı uslu,
Aşktan meşkten anlamayan,
Namuslu Refikam.
Çıkardım kızlık resmini,
Duvara astım,
Dayanamadım,
Bağrıma bastım.
Gurbet eller sisli,
Gözlerim puslu,
Bedenim yaşlı
Sordun mu neden yaşlı?
Seni sensiz yaşadım,
Senelerce agır başlı,
Aşkım gururum,
Ben senin olmadım ki,
Hal bu ki,
Bu alemde
Neler ummuştum,
Görüyorsun,
Neler buldum.
Sözde evliydim,
Ne bekar,
Ne duldum.
Ömrüm sona yaklaştı,
Agrım acım sıklaştı,
Saçlarım döküldü
Suratım kırıştı,
Sakalım aklaştı.
Yaşım elli,
Derdim vahim,
Sonum belli,
Hayalle oldum teselli,
Şeytana uymadım ki
Bunca zaman odamda,
Kadın sesi duymadım ki,
Seni sensiz sevdim,
Seni sensiz yaşadım,
Lakin,
Yok denilecek kadar azdır,
Seninle yaşanmış anım,
Ee oldu mu canım?
Belim büküldü,
Saçım döküldü,
Gurbette senelerdir,
Ömrüm söküldü,
Süründüm tınlamadan,
Hala da sürünürüm,
Uzatsalar bir tabuta,
Yine diri görünürüm.
Ya refikam,
Senden ayrı yaşanmıyor,
Billahi sensiz,
Ondokuz yıl
Ayrı kaldık nedensiz,
Gözlerim takılı kaldı,
O gençlik resmine,
Bir de babalı,
Yetim yavrularım
Geliverdi,
Gözlerimin önüne.
Tıpkı film şeridi gibi,
Kare kare geçiyorlar,
Yedigim lokmalar,
Bogazıma diziliyor,
Dügüm dügüm,
Düşünür dururum ne yapar,
Serap'ım,Sevtap'ım,Sevdam,
Selvi boylu üç gülüm,
Songül'üm.
Takılmışım,
Töngesine gurbetin
Beni yalnızlık,
Beni insan seli,
Beni kendini bilmezler dili,
Yer içer,
Tırpanlar geçer.
Nereden bilsinler biçare,
Kalmışım naçar.
Katlandım ondokuz yıl,
Geçer diye,
Yavrularımın anası
Kalmasın naçar diye,
Bulanık seller misali,
Çagladım durdum,
Soguk kış günlerinde,
Tek odalı mekanımda,
Agladım durdum,
Ey Refikam
Hep seni düşledim,
Şiirler yetmedi bana,
Roman yazmaya başladım.
Katlandım ne varsa
Hayata dair
Katlandım herşeye,
En mukaddes yar diye,
Katlandım tüm badirelere
Sonunda;
Sıla sıcaklıgı var diye.
Sabret sonu selamet dedin,
Sabrettim,
Lakin sonunda bittim.
Anlamadım ALLAH' ım,
Ben nerede hata ettim?
Aslında beni ne yıllar,
Ne yollar,
Beni umuda yolculuklar tüketti,
Metal miydi vücudum,
Kanım,kemigim, etim,
Üstelik eşinden ayrı,
Kocaman bir yetimdim yetim.
Kahrolası gurbeti,
Adım adım taradım,
Beraberken yitirdiklerimi,
Uzaklarda aradım.
Bu muydu emelim,
Beklentim,
Bu muydu
Alacaklı oldugum muradım,
Yaşım elli,
Artık neye yararım,
Kazancımdan büyük oldu zararım
İki şeye inandım,
İkişeye inadırıldım,
Biri rızkım,
Digeri ırzım.
Rızkım bir geldi,
Bin götürdü,
Ne yaptıysam yetiremedim,
Rızkımla,ırzımı,
Bir araya getiremedim.
Rab' bim gül yüzlü dört tane
Melek yüzlü yavru verdi,
Ne de güzel yarattı,
Ne yazık kii
Anaları
Hayatımı kararttı,
Sırtımda yorgan,
Elimde valiz,
Köyden köye fırlattı.
Mahrumiyet diyarında,
Helal kazanç arattı.
AAAAH o gurbet ki
Ne gurbet,
Sanki gök kubbe
Üzerime çöküyor,
Hayali yavrularımın,
Yüregimi yakıyor.
Yüregimi yakıyor.
Tuhaf bir diyar,
Acımasız bir alem,
Kör tuttugunu soyuyor
Tek odalı mekanım,
Gözlerimi oyuyor.
Üstümdeki elyaf yorgan,
Altımdaki singer döşek,
Başımdaki pamuk yastık,
İniltimi duyuyor.
Kederinden bülbül bile,
Konmadı güle,
Acıdı halime,
Taş duvarlar geldi dile.
Ayrılıgın nedeni,
Ne şantajdı ne hile.
Bekledim ki yar gele,
Ama nerde nafile,
Ben size açım
Canım yavrularım.
Sizlere hasretim,
Yakınlarım yaranlarım.
Sana dargınım,
Sana vurgunum
lakin sana kırgınım,
Sevgili karım.
Olsam da yarım yarım,
Unutma ki varım,
Refikam.
Bir depremin habercisi
Atlar gibi kişniyorum,
Tavuklar gübi ötüyor,
Kurtlar gibi uluyorum.
Senden uzak olsam da,
Seni hep yanımda buluyorum,
Gurbetin sügüm sügüm alevlerini,
Binlece fit yükseklerden geçiyorum.
Bazen karga misali
Kendimi çöplüklerde buluyor,
Bazen kendi kendimin padişahi oluyor
Devr-i devran sürüyorum.
Ama öyle an geliyor ki,
Bir isyan başlatıyor ruhum,
Bedenim, kanım,
Kemigim,etim.
İllada aşk,
İllada aşk dercesine,
İşte o an devriliyor
Tahtım,tacım,
Gönül sarayım,
Tüm saltanatım.
Demek ki ben,
Ne mala, ne mülke,
Demek ki ben,
Ne şana, ne şöhrete,
Demek ki ben aşk açım.
Demek ki ben
Tatlı bir tebessüme açım.
Kahrolayım ki,
Yanlış izdivaç kurmaktan başka,
Olmamıştır suçum.
Okulumun egitimci kadrosu çok,
Tamı tamına doksan beş,
Lakin evli bekar olunca,
Kimse kimseye olmuyor eş,
Aslında büyükle büyük,
Küçükle küçük olurum.
O an kendimi bulurum.
İki ahbabım vardı,
Biri mutemed Ömer,
Digeri ARDAHAN' lı Kenan,
Ömer her akşam o barda,
Bu barda,
Aleme düşkün,hovarda
Belli ki ruhu darda,
İşi kötü Ardahan'lı Kenan' ın,
Gazabına ugramış
Yaradanın
O na bile sahip çıktım inanın.
Biliyordum onlar battı,
Beni de batıracaklar,
Ölmeden bir mezara,
Diri diri yatıracaklar.
Bu yolun yol olmadıgını,
Kim çıkıpta gösterecek,
Beri öte derken,
Biri vurup öldürecek.
Çay sıgara,besinsizlik,
Hücrelerim,
Düşman olup saldıracak,
Düşüp kalsam bir köşede,
Kim tutup ta kaldıracak.
Ya evime dönecektim
Ya veremden ölecektim,
Ummadık bir anda,
Oyuna gelecektim.
Başıma iş alınca mı,
Meslegimin,
Kariyerimin,
Yakınlarımın,
Yaranlarımın,
Çocuklarımın,
Torunlarımın,
Kıymetini bilecektim.
Ya deveyi güdecek,
Ya buradan gidecektim.
Arayan bulur derler,
Belasını da,
Mevlasını da.
Ben bulsam bulsam,
Belamı bulurum.
Kalır bir gün ıssız damda,
Ser sefil ölürüm.
Moralim bozuktu yine,
İyiden iyiye
Sıkılmıştı canım.
Bir ufagı devirdim,
Yönümü sılaya çevirdim,
Konuştum saatlarca kendimle,
Eşim var,
Şerefli bir işim var,
Yavrularım var,
Evim var sılam var diye
Ben deki bene,
Attım havamı,
Övündükçe övündüm.
Övüntülerim,
Avuntularımın
Teselli ikramiyesiydi sanki,
Fazla sürmedi riyakarlıgım,
İpliksiz mum misali,
Çabucak söndüm
İçimdeki inönü' yü
Mezara gömdüm,
İyiden iyiye,
Sıkılmıştı canım
Rehber ögretmendim
Üstelik derse girdim.
Beni üzgün görünce,
Şaşırdı
Muallim GÜLCAN Hanım.
Ey Refikam
Aslında kötü insan degilim,
Ben dalgalandıkça durulmuş,
Gurbet ellerde yorulmuş,
Sıg bir selim.
Kavuşunca sana yaad,
Sizlere uzak,
Senden alacaklı,
Bir o kadar da borçlu,
Uzaklaşınca senden,
Sana hasret,
Sana vurgun,
Her şeye aç gibiyim.
Yani senin anlayacagın,
Tahttan inmiş sultanın,
Başındaki taç gibiyim.
Ey Refikam
Ben nefsime dadı olup,
Keyfimi yetirmedim.
Gül gibi meslegime
Asla kir getirmedim.
Çok kadın tanıdım
Biçare,
Düşkün, şaşkın,
Hemde bini aşkın,
Sormadım bile adını,
Kimi ev hanımı,
Kimi hayat kadını,
Merak edip te,
Sormadım bile adını,
Hepsi bana yad idi,
İçlerinde birisi,
Vah vah vah garibim dedi
Acıdı halime,
Başımdan salamadım.
Ne yaptıysam
Hayatın tadını.alamadım.
Şu divana gönlüme
Bir teselli bulamadım,
Her yigidin gönlünde,
Bir aslan yatar derler REFİKAM,
Benim gönlümün derinlerinde yatan,
Hayatıma zehir katan sen.
Ey Zevce-i menkubam.
Yar kesede keklik dedim,
Kargaymışın bilemedim.
Dua ettim senelerce
Hiç beddua dilemedim.
Sen sılada,
Ben gurbette
Bir türlü gülemedim.
Gittim paranoya istanbul' a,
Yedi yılda dönemdim.
Suisidi (İntiharı) düşledim,
Zaman zaman şöyle,
Atlayayım dedim şatafatlı yerden,
Mesela Bogaz köprüsünden,
Hem de şhow yapmadan,
Asla riya katmadan,
Kimse beni tutmadan lakin,
Yapamadım,
Vazgeçtim saçma sapan fikirden,
Yaşamaya devam dedim,
Fakirden fakirdan.
Düşündüm de:
Adamın ölüsünden de hesap sorarlar,
Ölüsünden,
Vücudunu,
Tınlamadan
Enine,boyuna yararlar,
Adını otpsi koyarlar,
Verrler kargo ya,
Memlekete salarlar,
Fitne,fesat yakınlarım,
Türlü sebep ararlar.
Vaz geçtim,
Saçma sapan fikirden,
Yaşamaya devam dedim,
Fakirden,fakirden.
Ayrılmadım ibadetten,
Ayrılmadım zikirden,
Ancak öyle kurtulabilirdim,
Ruhumdaki tüm kirden.
Ey yar
Ey yar yirmi yılım,
Senden ayrı geçmemiş miydi?
Dost bildiklerimiz bizi
Tırpanlayıp biçmemiş miydi?
O çevremizdeki insanlar
Rızkı için,
Eşinden
Yavrusundan geçmemiş miydi?
Yoksulluk beni,
Harman edip savurmamış mıydı?
Her bir zerrem,
Anadolu topraklarında uçuşmamış mıydı?
O deli ruzgarın önünde umutla direnip,
Acı badireleri yenmemiş miydim
Dört yıl MARDİN' de,
Üç yıl ERZURUM' da,
Beş yıl NİGDE' de,
Yedi yıl İSTANBUL'da durup ta,
4 yıl Kaman'da
2 yıl macissos'da durup da,
Tekrar sana dönmemiş miydim.
Çocukluguma ev sahipligi yapmış,
Baba yurdunda,
Hiç konaklamamış mıydım.
Acı tatlı anılarımızı,
İyi kötü sırlarımızı,
Dost bakışlı,
Düşman düşünüşlü,
Yakınlarımızdan
Saklamamış mıydım?
Yıl oniki ay ayrılıgın ardından,
En mukaddes,
En mahrem birlikteligi
Haklamamış mıydım?
Bir saman çöpü gibiydim
Gözlerinde Ey yar
! ! ! ! ! ! ! ! !
Ekildim, dikildim,
Tırpanlandım biçildim.
Tane tane döküldüm.
Agustosta kavruldum,
Harman oldum savruldum
Tanelerimi aldın,
Gurbetele saldın.
Ey Refikam.
Zengin iken yoksul,
Evliyken dul,
Sonunda kula kul,
Kaldın Refikam.
Acıma bana,
Sen vebali boynumda,
Zavallı kulsun,
Acımam sana,
Acırsam
Anam avradım olsun.
Ancak ben boşa geçen
Yıllarıma yanarım
Yıllar zalim olsa da
Düşmez ayarım.
Bitmeyen muazeretlerini,
Sayfalarca sayarım
Ya benden uzak dur,
Yada hemen gel yanıma.
Alay etme aşkımla,
Okurum bak canına.
Namus nedir deseler,
Tek celsede
Sensin derim,
Buna inan
Tıpkı ben de senin gibi
Nefsime gem vurdum
Yemin ederim.
Her neyse şimdi,
Kendi öz yurdumda,
Sanki mülteciler gibiydim.
Öyle bile olsa,
Gurbetle sıla arasında,
Umutla direnen,
Üzerinde umutsuzluklar taşıyan,
Tarihi bir köprü idim.
Sonunda dayanamayıp çöktüm.
Parçalandım kırlıldım,
Diriliş umuduyla,
Alköle,sıgaraya,
Şiire,romana sarıldım.
Koskocaman metropol de,
Yapayalınız kaldım.
Bir yanda çay,
Bir yanda sigara
Bir yanda sizler,
Bir yanda umut,
Bir yanda umutsuzluklar,
Diger yanda belirsizlikler,
Tekme tokat giriştiler,
Selvi gibi devirdiler.
Yıktılar gönül sarayımı,
Viraneye çevirdiler.
Ey Refikam.
Agladıgımı görenler,
Güldügümü sandılar.
Sosyal maske takınca
Bu kez kıskandılar.
Öyle günlerim oldu ki
Yeni yeni yükselen
Günün şafagında,
Uyuyakalmışım arabamda,
O da ne?
Tabanca şakagımda,
Soyacaklar,
Karşı koysam,
Söylenmez olacaklar
Ellerindeydi
Silahları, bıçakları
Orosp.... çocukları.
Hayret
Ekmiş miydim de biçiyordum.
Tabi ki hayır lakin,
Zor dönemlerden geçiyordum.
Aklımca sorundan kaçıyor,
Sorun üstüne sorun açıyordum
Etrafıma şerler saçıyordum,
Tasarladım aydınlık günleri,
Ama nerde?
Gündüzleri gece,
Gecesi gündüze dönen
Agustosta başına kar yagan,
Güneşi batıdan dogan birisinin,
Aydınlık günleri istemeye,
Ne hakkı olabilir ki?
Halbu ki,
Gül yüzlü dört yavru,
Namuslı bir eş,
Mükemmel bir meslek vermiş,
Bu zata,
Yaradan,
Ne işi olur maldan,
Mülkten,paradan
Lakin yinede suçsuzum,
Yirmi yıllık hasretin,
Hak etmedigim haksızlıgın psikpozuyla,
Başı kesik kurban gibiyim.
Ben babayım,
Ben amcayım.
Ben dayıyım.
Ben agabeyim,
Ben kardeşim,
Hepsine aç gibiyim.
Sizlerden uzak,
sizlere hasret,
Bir tepede yolunuza bakmışım.
Sönük yıldız misali,
Bir boşluga akmışım.
Sanki masal kahramanı gibi,
Bir varmışım, bir yokmuşum.
Ey yar ne dışla,
Ne yer beni,
Sen çaldın benden beni,
Tekrar bana ver beni.
Benim ilk ayrılıgım,
Benim ilk mahrum,iyetim.
Benim ilk gözagrım,
Benim ilk meslek aşkım,
Benim tek medari iftiharım,
Güneydogu'ydu,
Oraları da vatan yurdu.
Meslegimin şevki,
Coştu kudurdu.
Mahrumiyetin hüznü
Yüregime oturdu.
Farkındaydı halimin,
O yörenin kuşu kurdu.
Beni ne sagcısı,
Beni ne solcusu.sordu
Beni ne yolsuzluk,
Beni ne dilsizlik,
Beni ne ilgisizlik,
Beni sensizlik yordu,
Ey REFİKAM,
Beni sensizlik yordu.
Söndü hayallerim,
Teker teker kurudu,
Bir tifoluya döndü,
Aslan gibi bedenim.
Bu hallere düşmamde,
İlki ekmek
İkincisi sensin nedenim.
İşte ben bu daglarda,
Senin için durdum.
İşte bu mahrumiyetin bagrında,
Üç gül'üm,songül' üm için durdum.
İşte ben mükemmel bir babayım.
Bedenimi,ruhumu zincire vurdum.
Artmadı azaldı,
Beynimin nöronları,
Kör karanlıklar içinde
Aradım yarınları.
Yemedim, giymedim,
Yesin,giysin,
Sırtı pek,
Tok olsun istedim
Yavrularımın karınları.
Ey benim bir tanem,
Ben böyle yaşıyorsam,
Sanma ki hayat hoştur,
Bak insan seli içinde,
Etrafım bomboştur.
Yirmi yıl ezeli,
Sen beni,
Ben deseni bıraktım.
Nikahın boynumda,
Bir köle,
Bir çıraktım.
Sen yagmur misali
Evine damladın,
Ben seller misali,
Yaban ellere aktım.
Ancak bunu yaparken
Ne deli,ne salaktım.
Namussuzluk yapmadım,
Harama sarkmadım,
Kadın kıza bakmadım.
Bir kızgın demir ile,
Nefsimi dagladım.
Geceler sagırlaşınca,
Seni andım agladım.
Bak sana güzel bir haberim var,
Haydi gözlerin aydın
Alkölü bıraktım.
Ah bir de yanımda
Sen olsaydın sen.
İçime sinmiyor,
Kazancım karım.
Benim yarım kalan yanım,
Sensizligime efkarım.
Dünyada hiç bir kadının bana
Mutluluk verecegini,
Düşündügüm olmamıştır
İnan ki gönlümdeki yerini,
Hiç kimseler alamamıştır.
Andıkça maziyi,
Gözlerim yaş dolmuştur,
Yaşlar ki ne yaşlar,
Kaynagı oldukça güçlü,
Durmadan ürer gider,
Geriye kalan beş on yıllık ömrüm,
Sefillikler içinde sürer gider.
Ey Refikam:
Her başıma iş geldiginde
Seni bulur idim yanımda.
Sen yoksan eger,
Depremler olur idi kanımda.
Sen doguyordun gecelerime,
Karanlıkları yırtarak,
Tıpkı bir güneş gibi,
Lakin cisminle gelmedin,
Ondokuz yıl boyunca,
Sadakatli bir eş gibi.
Hani helalimdin ya,
Yirmi sene,
İzdivaç döşegimde yatmadın
Tattırmadın mutlulugu,
Lakin sen de tadmadın.
Şu karamsar ruhuma,
Biraz huzur katmadın.
Bir burukluk çökerdi,
Ber gün güneş batınca,
Özlemlerim artardı,
Geceler sagırlaşınca.
Ey refikam,
Nazına kurban,
Helalinde beraberlige,
Arzu duyan serindi,
Akşamın alacası,
Gün indiginde,
Baba yolu gözleyen yavrular,
Benim ve senin eserindi.
Ah o tek odalı mekanımda,
Bir kış gecesi soguk damda,
Elyaf yorganım.
Singer döşegim,
Taşlaşmış yastıgıma,
Atıp ta kafamı,
Acı acı telledigim
Sigaramın dumanına karışan
Sügüm sügüm göz yaşlarım,
Senden şikayetcidir,
Sevgili Refikam.
Yinede sen aklıma gelince,
Taş duvarlar gülümsüyor.
O an diniveriyor kar boran,
Doguveriyor zamansızca güneş,
Zannediyor ki seni
Muazzam bir eş.
Tıpkı liseli gençler gibi,
Kafamdan kavak yelleri esiyor.
Şu tek tük atan kalbim,
Nasıl dayanıyor şaşıyorum.
Unutma ki,
Bu dünyade
Tek senin için yaşıyorum
Ey yar,Ey REFİKAM:
Sen benim bedenimsin canımsın,
Sevsen de, sevmesende.
Seni senden çok sevdim,
Kendimi buldum sende
Yeter hocam yeter,
Bir derin offffff çeksek,
Şiiri bitirsende.
Kayıt Tarihi : 10.2.2010 19:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1979-1998 yılları arasında ,Güneydogu,Dogu, içanadolu, Marmara ve tekrar içanadoluda görev geregi evinden ayrı kalan şairin Refikasıyla gönül ilişkisini anlatmaktadır.
![İnönü Kolukırık](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/02/10/refikam.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)