Madem sordun,dinle beni tabibim,
Reçeteme sabah,akşam sevda yaz..
Mevlâm sizden razı olsun,habibim
Reçeteme sabah,akşam sevda yaz...
Sevmem konuşmayı ben ulu,orta,
Gel,randevu verme şubata, marta
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çok sevdiğim siirlerinizden biri olan bu şiirinizi yine okudum kutlarım saygı ve selamlar efendim esen kalın
Çok içten bir dilek yaradandan .ve en güzel şeydir sevgi.dileğinizin kabul olmasını diliyorum bende yaradandan.herkese sevgi versinki kötülükler bitsin.bu sevgi çeşitlice olsa hepsinden versin inşallah.çok akıcı ah banada diyen birazda gülümseten bir şiir olmuş sayın hocam.yüreğinize sevgi çadır kursun emi:))saygı ve hürmetle
Çok güzel bir şiirdi, keyifle okudum gönlünüze, kaleminize sağlık efendim,
selam ve saygılarımla...
Çok sevdiğim siirlerinizden biri saygı ve selamlar efendim esen kalın
Çok güzel bir şiir yine kalem güllendirmişsiniz.saygi ve selamlar.
Bu doktor nerede Aşık Mahmut Çelikgün abim ben de yazdırayım bir reçete, inanki sevgiye bütün gönüller muhtaç, çok güzel bir konuya taş etmişsin yüreğine kalemine sağlık
Güzel şiiri yazdıran yüreğinize sağlık ömrünüze gönlünüze sağlık
Kim bilir akşamların divanını.
Bütün organları dağlanmış insanluğın.
İnsan her şeyi yapmalı ve yaşamalımı?..
Dedikoduyla akmıyor deredeki su.
Irmakların taşıdığı sancılara dek sonranın solgunluğu.
Ve çalıların üstünde bir kuş.
Bütün nesneler nasılda duada aşkla.
Size nasıl yararlı insan ve doğa!..
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.
Yüreğinize sağlık.
Bu antolojide benim için kusursuz kalemlerden biri de sizsiniz...
Bana orta okuldaki matematik öğretmenimi hatırlatıyorsunuz
İmtihan olmuştuk, yazılı sonuçlarını okuyordu sınıfın..benimkini söylemedi, "tahtaya gel" dedi.
Tahtaya geçtim, sınavda sorduğu soruları tahtaya yazdırdı ve ....
"bunları arkadaşlarına anlatarak çöz" dedi.
Hepsini tek tek çözdüm...bana yazlı notumun "10" olduğunu ve "sözlüden de sana "10" veriyorum şimdi "dedi
Bana bir daha hiçbir şey ders yaparken sormadı.
Parmak kaldırsam bile sormadı ve "senden başkasını arıyorum" dedi.
Yani insan puanını verince bir kere aklında oraya zor uğruyor gibi ne ?
Kusura bakma sevgili Mahmut Çelikgün kardeşim.
Ben de sana karşı öyle oldum galiba..sanki...meselâ.
Bu hikayemi herkese bir kıssa olsun diye burada anlattım.
Herkesten özür dilerim, kusura kalmayın. Bu ihtiyarı dinlediğiniz için teşekkür ederim.
Sana gelince ey çalışkan çocuk...puanımı vereyim..."10"..............."
Diğer şiirlerinde beni göremesen de...aynı puanı gönülden verdiğimi düşün, bana yeter.
TEBRİKLER...yüreğinize sağlık sn Aşık Mahmut Çelikgün bey bey.
En derin saygılarımla...başarılar dilerim...
Her şey gönlünüzce olsun..esen kalınız her daim.
Kaleminiz daim olsun hocam
Yüreğinize sağlık
Saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta