bir gün diyordum hep,
bir gün mutlaka...
Neyin cezasıydı bu bana verilen,
dua ediyorum hep; bağışlanmak adına...
İsyan değildi bu bendeki, yüreğimin sancısıydı gözlerimi çökerten
ve ağlatan uzun rüyalar boyunca...
Kapatmıştım gözlerimdeki perdeyi,
Görmeyecektim hayattaki kötülükleri
We sızmayacaktı gözyaşım dışarı...
Ne ibadet
Ne alın yazısı,
Yanlış bir hikayenin tutsak kahramanı,
Yargılamamıza izin wermediler.
Bize diretilen hayatlar,
Saçma sapan kurallardan ibaretti,
Dışına çıkmamızı istemediler.
Nefes almaktı tek yapabildiğimiz,
Kimseye sormadan.
Düşüme bir güzel girdi habersizce,
Ruhunu bana katıp, dolaştırdı hücrelerimde.
Anason ve tütsü kokusunun loşlaştırdığı odamda
Karanlığın en derinlerinden haykırıyorum sana;
Uzat ellerini ve dokun yanaklarıma
Ve dokun ruhuma, bana...
Gözlerimi her kapadığımda gördüğüm yüzün,
Yüreğime çizilmiş kaderimdi...
Seni düşünmek dünyanın en güzeliydi,
Deniz kokan bu kentte.
Seninle uyumak vardı,
Sabahı herkesi aydınlatmak için uğraşa gecelerde...
Düşlerimi çalan bu kentin gecelerine
İsyanımı kustum,herkesin uyuduğu vakitlerde.
We seni benden uzaklaştıran herşeyden bir kez daha nefret ettim,
Güneş batmaya hazırlanırken.
We seni düşünüp aşkını yaşadım,
Güneş ağaçsız dağların arkasından doğarken.
Düşlemsel bir boyuttayım,
Hayatın ciddiye alınmadığı.
Gözyaşlarının güldüğü,
Gülmelerin ağladığı....
Cesaretin varsa gel yanıma,
Kimseye söyleyemedim,
Yattıktan sonra öldürdüğüm kadınları.
Ama hiç birinden bir damla kan akmadı,
Ya onlar gerçek değildiler
Ya da gerçek değildi o şehvetli ölümler.
İçimi üşüten bir yalnızlıkla baş başa kalmışım
Arada sıcaklığın vuruyor içime.
Gitmem gerekiyor bu şehirden
Ama seni düşündükçe vazgeçiyorum,
Senden başka,
Hayatıma anlam katan herşeyden...
''Tükenişlerime vuruyor saatlerdeki ölümcül çarklar''
Aklımda ise sadece çekip gitmek var.
Ya bıraktıklarım,ya bırakanlar...
Hepsi bir gece düşüme girip beni gözyaşına boğar.
Ağlama deme bana,
Bazen dayanılmaz olur ayrılıklar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!