Sen bir tablo gibiydin,
Kusursuz çizgiler,
Eşsiz renkler,
Ama, bir ruhu da olan.
Sen bir şiir gibiydin,
Düşünüyorum, öyleyse yoksun.
Düşlerimdesin,
Benimlesin,
Yanımda yoksun.
Ama, yanımdakilerden çoksun.
Varlığını, yokluğunla değiştirdim
Sen aydın,
Bense güneş.
İçimizde, dolanan,
Dünya sevgisi.
Döndük,
Dolandık.
1910’da gelmiş halley
Bir daha ki sefer 1986..
Hatırlıyorum.
İnsanlarda değişik mutluluklar
Değişik heycanlar ama bende tık yok.
On iki yaşındaki çocuk için
Düşündün mü?
Neyi der gibi baktığına eminim.
Bana soramadığından
Ve neyi düşünmen gerektiğini
Düşünüyorsan.
Daha önceden düşündün demektir
Kader,
Bazen, hileyle satar bize
Aşkı.
Önlere hep iyileri koyar
Tadına bile bakmayız
Hiç dikkat etmezdim
Aceleden belki de
Ya da unuturdum
Nedense
Hiç nokta koymazdım
Yazdıklarıma
İstanbul,içindeki incileri izlemek istiyorum
Sarılıp sana,sıcacık sevginle solumak
Taşında toprağında, taşıdığın tarihle tanışmak
Aşkı anlatan anılarını anlarken, ağlamak
Narin nağmeler naklederken nesilden nesile
Beşik benzeri bağlarken boğazı birbirine
Dünyanın çapı nedir?
Derdi hocam ilkokulda,
Düşününce
Rakamlar gelirdi aklıma…
Çocuktum tabi…
Bizi dünyaya getirenlerin
Ne garip bir yer diye düşündüm!
Kristal camdan kutular,
Akvaryum gibi.
Altlarında iki isim,
Bir tarih.
Camların içleri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!