Güneş doğudan doğdukça
Ay ışığı ısıttıkça gökyüzünü
Ateş yaktıkça kuruyla yaşı bir arada
Semiz balinalar var oldukça
Sana balıkları soracaklar
Balinayla köpekbalığını ayır
Ne kadar da çok dişlerimiz var
Ve kar ne çok parlıyor
Karı öp
Memelerinde yıldız olan kadınların
aydemir akbaşa olan bakışları
çocuğun ışıkçıya yakarışı
kokulu koltukların dibindeki ölümler
ndan ve den hoşlanmıyorum
Her avucunla azad et beni
Dilim sussun düşlerim konuşsun
Kör fermanlıdır derimin kirleri
Bakar mı dermanıma saralarım
Karalarım baharda ayak bilekleri
Bağında ayakların yaka izleri
Ağrı Dağında at sürdüm kırk gece
Minibüs durağı kalabalıktı
Suyu yakıyorlardı sabaha karşı
Kundaklanıyor iki nefes dudak payı bırakılmadan
Şakaları yok öpüşerek elementlerin
Bir bahar daha gelmesin diye yataklara düşüyorum
Çingene düğününde halay kavgası
Şövalye
Omuzlarımızda kaktüs anıtı vardı
Bir çay bardağı anason kokusuydu yüzün
Her asker uğurlama ayininin uğuruyum
Davulu oldum çingenenin her cuma
Ovuşturma gözlerini an yakın
Sesim yaslanamaz perdesiz cama
Askere giderken bir fanus olarak bıraktı beni babam
Ninemin ellerine Meksika’dan iki serçe bardak
Yaklaş bana
İmansız bir deve tüyü gibi
Savrul ebabilin gagasında her ayın med gününde
Mikailin uşağı bir rüzgar
Eteklerinde yar inci mi var
Döküle döküle kaldırımlardan yeşil bahçenin duvarlarına
Vadesinden önce ödendi senedi aşkın
Mahcuz olmuştu kalbim
Satranca ulanıyordu belleğim
Şaha gidelim diyordu vezirlerim
Belki sol yanına bir tokat kendine getirirdi seni
okuma o zaman şiire laf yok
Atilla İlhan, Sezai Karakoç, İsmet Özel, Refik Durbaş, Edip Cansever, Cafer Turaç, Sefa Kaplan, Cahit Zarifoğlu, Hüseyin Ferhad şiirleri gibi okurken yorulmadığım, kaçıp gitmek istemediğim, kelimelerin gözlerime ziyan yüreğime zahmet vermediği şiirlerinizden. Kötümser bir ruh haliyle
dolaştığ ...