Uyku tırmanır göz kapaklarıma
Korkuya direnmeyen rüyalarım
Sükûnet karşı geliyor zamana
Her gece ölüsüz mezarlıktayım
Müebbet sonu, umutsuz hayalin
Uzak değilim sana
Yakın da değilim
Dilime gelmeyen sözcükler kadar uzak
Gözlerinin içini görecek kadar yakınım
Görünüşte bilinen
Aslında bir muammayım.
Siyah beyaz odalar
Ve kırık aynalar
Kapıları kilitli
Kimsede yok anahtar
Olsa da farketmez
Kapıların ardı bilinmez
Bugünlerde bazı şeyleri tekrarlıyorum
Sözcükler boğazıma düğümleniyor mesela,
Duyduklarımı pek umursamadan,
Seni hatırlatanları seçiyorum
Fakında olmadan yapıyorum bunu.
Gece sabaha varmadan,
Yalnız kalınca kapatırım gözlerimi
Sanki kemanını
Yüreğine dayayıp çalan
Bir bestekarı dinlerken bulurum kendimi
Üşürüm iliklerime kadar
Gezerim bir çölde geceleyin
Yüzünü güneşe dönen çiçekten
Titrekçe düşen
Çiğ tanesi gibiydi bağlanmışlıklarım
Gözlerimi açtığım her sabah
Gülümsedi sezdirilmemiş kırgınlıklarım
Sonra tekrar gözlerimi kapattım.
Kalemi kağıda sevdirmek gibi
Zor oluyor bu başlangıçlar
Kıvrımlı ve sancılı.
Ürkek bir kuşa yaklaşmak kadar zor.
Işıktan korkan her odada,
Hırs yatağı dünyaya uyanırken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!