Beynime indirip kepenk bir hayalle dolandım,
Sessiz akışında ânın gül rengine boyandım.
Yorgun bir meltemdi sanki gönlüme akan gece,
Sanki hayalde bir perde dilimdeki her hece.
Vicdan azabıma aşkın külü düşmüş ukbadan,
Mevsimler soluyor şimdi hazandır.
Toprağa düşerken yaprak sızlıyor.
Beni benden alan hepbu zamandır
Tende can erirken sema ağlıyor.
Lambalar sönüyor zifir saçıyor.
Ziyana kapı aralamış bir ömrün,
Tesellisi bile kendi düşünden bıkar.
İlim dergahında eğer kayıtsızsa ömrün,
Ateş denizlerinde uzar bu son seferin.
Kendinden vazgeçişlere çıkar bende,
Çıkmaz sokakları şehrin.
Sensizlik…
Sessizlik…
Bu zamansız geliş gidişler.
Savrulan düşlerimde yitirdiğim gülüşler.
Ah bu zifir dolu yalnızlığım,
Ve yağan bu şuh gece!
Sarkıtıp öz kimliğimi kafatasımdan,
Çalınmış bir zamanın infazını
Gülün koynunda yaparım.
Eflatun asabiyetinde demlerim,
Çağa ayak uydurmayan düşlerimi.
Aşkı duymuşsun bir bakışta çocuk.
Güneşin güne göz kırptığı gibi.
Yıldızların geceye gel dediği gibi.
Yüreğini avuçlarında ısıtıp
Aşkı aşkla öğrenmişsin.
Ve aşkını aşkla sınamışsın.
Dilim tutuldu artık benimde!
Sana eskisi gibi şarkılar söyleyemem.
Maddesi çalındı feleğin beynimden,
Geçmiş mi sarsılıp geri gelecek?
Dünde nasıl kalır beynim, bilemem!
Not düşerken son faili meçhul aşkı kaldırımlarda,
Her adımda can bulan hatıralarım var benim.
Bir gülün deruni kokusuna kapılmışken ellerim,
Akıp giden zamanın içinde yangınlarım var benim.
Aşk ki;
Zindanlarda ıslamış göz yaşlarını.
İhanete göz kırpan kapı aralarında,
Tebessüme bir bakış bırakmakmış.
İffetinde saklamaksa eğer güzelliği,
Karanlık kuyularda sabırla yıkanmakmış meğer..
Benim ümitlerimi hep ümitlerim boğar.
Bu avare gençliğim batan güneşle doğar.
Benim ölümüm yavan kimsesiz, ıssız bir an.
Bilinmeyen zamanda en aşikâr maceram.
Bu fikir atlasında sezilmeyen tek kavgam.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!