Aklıma düşme artık.
Çünkü seni hatırladığım her an,
zihnimde yıllar boyu çatlamış aynalara bakmak gibi;
her kırıkta bir yüzüm,
her parçada senden kalma bir lanet var.
Seninle geçen hiçbir anı,
Aşk, alfabenin ortasında gizli bir harftir,
M ile başlar, Mine ile anlam bulur,
Sokak lambalarının titrek ışığında,
Sadece gözlerinle aydınlanır yollarım.
M harfi, bir kadının ismiyle yankılanır içimde,
Sevdiğin kadınla yaşayamayacaksan bu dünyada,
Niye yaşayacaksın ki?
Bir mezarın gölgesi daha mı huzurlu olurdu
Onun nefesini hissetmediğin bir yataktan?
Gidiyor…
Gönlümün efendisi,
Sonsuzluğa bakan gözleriyle,
Beni içimde öksüz bırakarak…
Gidiyor…
Bir aşk düşün,
Henüz adı konmamış,
Henüz ağlamayı öğrenmemiş bir yürekte başlayan…
Gözleriyle arayan, sesiyle çağıran,
Sustuğunda bile özlemle konuşan bir bebek gibi…
Her aşk bir teoriyle başlar,
Bir bakışın zamana attığı imzayla…
Bir varsayım kurar kalp,
“Bu kez olur” diye fısıldar geceye.
Gözlerin bir denklemse eğer,
Ben sonsuzlukla çarptım seni.
Sana dokunmak,
bir parçacığın yönünü değiştirmek gibi
Kuantum bir sapma yaşanıyor içimde.
Sen vardın, sonra yoktun.
Ama her yokluğun, başka bir ihtimali var etti bende.
Gecenin bağrından doğdum,
Adını unuttum, çünkü sadece ben diyebilen sendin.
Damarlarımda aşk değil, zehir aktı
Sen her öptüğünde biraz daha öldüm.
Zincirleme bir ayindi bedenin,
Adını unutturmaya çalışan gecelere inat,
Her yıldız seni hatırlatıyor bana.
Sanki gökyüzü benim değil de
Senin geçmişinle dolu.
Ben seni düşündüğümde
Okyanus bile kabarıyor içimde,
Kifayetsiz kaldım…
Ne elim tutuyor seni, ne sesim dokunuyor artık adının harfine.
Kalbim…
Üşüyor.
Ve senin yokluğunla kararıyor damarlarımda geceler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!