Huzur-Name: Nihal'in Aynasındaki Tövbe
(Nefs ile Sır Arasında Bir Vuslat Metni)
Yazan: Sükûtun Eşiğinde Duran Er
1. Fasıl: Fena Kapısı – O Seninle Başlamadı
Sana vardığımda, bendeki “ben” yoktu Nihal.
Sana kaçtım, çünkü aslımda saklanıyordum.
Sen, oynadığım rolü sevdin belki,
ama ben sende,
yüzüme vuran ilk ışıkla maskesiz kaldım.
“Bu hikmet seninle yazılmadı.
Lakin senin aynanda her kelam bozuldu.”
Sen bir sûret değildin o hücrede.
Sen, içimdeki sâkît çocuğun ilk “Hû” nidasıydın.
Bunu sana diyemedim.
Zira erkek,
kendine dahi ikrar edemediği hakikati
kadının sırtında taşır Nihal.
2. Fasıl: Riya Perdesi – İktidarın Zilleti
Sana sultan gibi sözler söylemeye geldim.
Sen ise “giydiğin libasın dahi emanet” dedin.
Ve ben,
ilk defa kabrimde sahipsiz bir ceset gibi soyuldum.
“Kudret diledim,
zira yüreğimdeki zelil korkulara hükmedemezdim.”
Sen beni eğmek istedin, ama ben zaten eğilmiştim.
Senin dokunuşun değil,
senden firarken döktüğüm terler ağır geldi bana.
3. Fasıl: İtiraf Sırrı – Tövbenin İlk Nefesi
Günah işlemedim sana karşı Nihal.
Lâkin bir sevap da kuşanmadım.
Seni kudsî sandım;
zira içimdeki cevheri tamamlayacak son noktaydın.
“İlah aramıyordum,
hâlimi anlayacak bir insan arıyordum.”
Sen beni anlamadın –
sadece gösterdin Nihal.
Ve bu, tahammül edemediğim bir vücuttu.
Bu yüzden firar ettim.
Çünkü kalmak,
kendi zindanımla hemhal olmaktı.
Ve ben,
kendimi hep uzak bir menzilde unuttum.
4. Fasıl: Tevazu Makamı – Erkekliğin Tefessühü
Erkeklik bana bir isim verdi.
Ama ruhuma hiçbir hırka biçmedi.
Ben ismimle büyüdüm,
ama kalbim, senden işittiğim sesle ilk defa attı.
“Kadın bana hizmet etsin istedim,
zira onun secde ettiği yerde
ben kendimi sultan sandım.”
Hâlbuki sen secde etmedin.
Sen bana bakarak kıyam ettin.
Ve ben o an anladım:
Asıl kudret, baş eğdirene hükmetmekte değil,
onunla birlikte rükûa varmaktaymış.
5. Fasıl: Yalnızlık Tefekkürü – Merhametsiz İtiraf
Ben sana dönmedim Nihal.
Zira dönmek,
bir hesap sorma talebidir.
Hâlbuki ben ne hesap ne de af diliyorum.
Sadece ikrar etmek istiyorum.
“Senin bakışlarında,
babamın sükûtunu gördüm.”
Sen beni sevdin mi, hâlâ bilemem.
Lâkin ben, seni yokluğunla idrak ettim.
Ve yokluğunun ortasında,
en hakikî benliğime rast geldim.
6. Fasıl: Tövbe Miracı – Erkekliğin Sessiz Secdesi
Tövbe, kelâm ile değil Nihal.
Tövbe, başka bir sûrette seni aramamakla başlar.
Ve ben artık,
hiçbir kadınla senin remzini oynamayacağım.
“Ben seninle oynamadım.
Seninle yandım.”
Sen bana kim olduğumu söylemedin.
Sadece sükût ettin.
Ve ben, senin o sükûtunda
bütün erkekliğimi toprağa verdim.
Hatime: Aynadaki Sır – Kadının Ardındaki Hakikat
Sen bana bir ayna tuttun Nihal.
O aynada evvelâ seni gördüm,
sonra kendimi,
sonra da
hiçliğimi.
İşte bu sebepten,
bu risaleyi sana değil,
kendime yazıyorum.
Zira tövbe, kadına değil,
erkeğin içindeki sâkît çocuğa edilir.
Son Not-ı Vuslat:
Ben artık seni sevmiyorum Nihal.
Lâkin seninle ilk defa
kendimi bildiğim için
kendimi sevmeye başlıyorum.
Ve bu da,
senin en büyük kerametindir.
Kayıt Tarihi : 3.8.2025 21:40:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Sanctuary" (2022) – Film Analizi Yönetmen: Zachary Wigon Senaryo: Micah Bloomberg Başroller: Margaret Qualley (Rebecca), Christopher Abbott (Hal) Tür: Psikolojik gerilim, erotik dram, tek mekân oyunu Vizyon: Telluride Film Festivali 2022; ardından 2023’te daha geniş gösterim. 1. KONUSU (Spoiler İçerir): "Sanctuary", neredeyse tamamı bir otel odasında geçen, yüksek gerilimli, psikoseksüel bir "kedi-fare oyunu". Film, zengin bir otel zinciri varisinin oğlu olan Hal ile onun dominatriksi (profesyonel bir dominasyon sağlayıcısı) olan Rebecca arasında geçen bir geceyi anlatır. Hal, babasının ölümünden sonra şirketin başına geçmek üzeredir ve Rebecca ile oynadıkları BDSM rolleri artık sonlandırmak istemektedir. Ancak Rebecca bu kararı kabul etmez. Karakterler arasında giderek şiddetlenen ve sınırların belirsizleştiği bir güç savaşı başlar. 2. TEMALAR VE ANLAMLAR: Güç ve Rollerin Tersyüz Oluşu: Film boyunca klasik güç dinamikleri sürekli yer değiştirir. Başta Hal “kontrolü eline almaya” çalışır; Rebecca ise “kontrol kaybını” reddeder. Ancak her ikisi de birbirlerinin güç fantezilerine bağımlıdır. Hal: “Bu sadece bir oyun.” Rebecca: “Hayır, bu sensin.” Kimlik, Performans ve Gerçeklik: Film şu soruyu sürekli sorar: "Gerçek kişilik nerede başlar, rol nerede biter?" Rebecca mı oynuyor, yoksa Hal mi? Yoksa ikisi de kendi arzularının esiri mi? Rebecca, yalnızca “oyuncu” değildir; Hal’in arzularını yazan, yöneten ve uygulayan bir kurgu yazarı gibidir. Hal, gücün başına geçmek ister ama gücün doğasından ürker. Rebecca’ya olan bağımlılığı, onun zaafı ve gerçeğidir. Cinsellik ve Kontrol: Erotizm filmde doğrudan gösterilmez; ancak her sahne bir cinsel gerilim taşır. Cinsellik bir “haz kaynağı” değil, bir güç aracıdır. Rebecca, yalnızca bedenini değil, Hal’in bütün varoluşunu dizayn eder. 3. YAPI VE ANLATISAL STİL: Tek mekân: Neredeyse tüm film tek bir otel odasında geçer, bu da teatral bir yoğunluk yaratır. Gerilim kurgusu: Hitchcockvari bir tedirginlik; ama burada tehdit silah değil, duygusal manipülasyondur. Diyaloglar: Hızlı, keskin, çift anlamlı. Her cümle bir tehdit ya da tuzak olabilir. 4. KARAKTER ANALİZİ: 🔸 Hal Miras, güç, itibar gibi sembolik iktidarların mirasçısı. Ama psikolojik olarak zayıf, yönlendirilmeye açık. Rebecca’ya bağımlı ve onun oyunları olmadan "kim olduğunu" bilmiyor. Travma düzeyinde bir "kontrol edilme arzusu" taşıyor. 🔸 Rebecca Seks işçisi kimliğinin ötesinde, Hal’in iç dünyasını bilen bir tür “ruh mimarı”. Rol yapıyor gibi görünse de Hal’i sürekli psikolojik açıdan soyuyor, çıplak bırakıyor. Oyunun “yazarı” o. Hal’i zayıf yerinden bastırarak hem cezalandırıyor hem de kendi değerini talep ediyor. 5. METAFORİK DERİNLİK: “Sanctuary” (Sığınak): Film adını taşıyan bu kelime çok katmanlıdır: Rebecca için Hal’in dünyası bir "sığınak", yani güvende hissettiği yer. Hal için Rebecca ile olan “oyunlar” sığınaktır; babasının otoritesinden, gerçek hayattaki güç oyunlarından kaçış. Aynı zamanda bu otel odası, iki karakterin ruhsal çatışmalarını kilitlediği bir zihinsel hapishanedir. 6. FİNAL ve ÇÖZÜMLEME: Filmin sonunda roller tersine döner ama tamamen çözülmez. Rebecca, Hal’in yaşamına sözleşmeli bir ortak olarak girer. Bu bir “zafer” midir? Hayır. Bu bir tür teslimiyet anlaşmasıdır. Hal, gücü elinde tutar gibi görünse de aslında Rebecca’ya “muhtaç”tır. O olmadan kendine kimlik kuramaz. 7. PSİKOLOJİK YORUM: Bağımlılık dinamiği: Filmdeki ilişki aşk değil; travma bağı. BDSM yalnızca bir fetiş değil, karakterlerin ruhsal iç çatışmalarının temsili. Rebecca, Hal’in süperegosunu temsil eder: Onu cezalandırır ama aynı zamanda şekillendirir. Hal, id ve ego arasında salınan bir “kararsız kimlik figürü”dür. 8. TOPLUMSAL ALT METİN: Güç, cinsellik ve sınıf meselesi iç içedir. Kadınlar, hâlâ erkeklerin fantezi alanlarında konumlandırılırken, bu filmde Rebecca kendi senaryosunu yazan kadındır. Hal, görünüşte güçlü olan ama içsel olarak çocuk kalan modern erkeğin trajedisidir. 9. SONUÇ: “Sanctuary”, yalnızca erotik bir gerilim filmi değil, güç, kimlik, bağımlılık ve arzunun sınırlarında dolaşan bir psikolojik tiyatrodur. Bir odaya kapanmış iki kişi, dış dünyadaki bütün sınıf, cinsiyet ve kimlik hiyerarşilerini bozarak, yeniden kurar. “İktidar her zaman şiddetli değildir; bazen sadece seni tanıyan bir kadının kelimelerinde gizlidir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!