çok ırak yollardan geldin huzura ey rebap-ı müşkül
ne derin izler varken sende, ne sisli hayallerle kaldın karanlıkta
neydi bu sükunet, neydi bu kimsesiz bekleyiş
yoksa sende yeniden dirilişin keyfini mi sürmek istedin
yoksa insanın ruhuna dokunan sesini emanetin,
adını Mehmet bildiğim ve kendine Refik seçtiğin üstadın ellerinde
kaya gibi dimdik durmak mıydı…
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.