Yoluna kurbânım, yoluna revân,
Habîb-i Kibriyâ Tahtın oturmuş.
Bülbülüm, Gül´üme ederim figân.
Seher vaktinde, divâna durmuş.
Seyrettim cemâlin, nazar istedim.
Alır mı gönlümü? Pazar istedim.
Yollarım tükendi, hazar istedim.
Habîb´i, Nübüvvet Mührünü vurmuş
Sûret mi, Sîret mi acep gördüğüm?
Ravza´da temâşâ edip durduğum,
Reyyân Kapısın bile sorduğum,
Mahşerde, Ümmetin ister dururmuş.
Kevseri ararken; Rasûl başında,
Bulmuşum kendimi, “Kara Taş´ında,”
Fahr-i Kâinât´ın Ümmet peşinde,
Cennet-i Âlâ´nın hayalin kurmuş.
İzine yüz sürem; uzakta kaldım.
Yollara kurulmuş, tuzakta kaldım.
“Rahmân´a” dilekçe yazak ta; kaldım.
Gecikmek niye? Haberin sormuş.
Dallı Mustafa´yım; Sözden usandım...
Gözleri gözleyen, gözden usandım...
Ateşi küllenen, közden usandım...
“Öz”ledim nebî´yi; Gönül uçurmuş.
(07.04.2004-SARICAKAYA )
DALLI MUSTAFA
Kayıt Tarihi : 16.2.2005 17:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!