Rasim Özdenören'de Sanat, Edebiyat ve İslam

Durdu Şahin
994

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Rasim Özdenören'de Sanat, Edebiyat ve İslam

Rasim Özdenören, 1940 Kahramanmaraş doğumludur. İlk ve orta öğreniminden sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirdi. Devlet Planlama Teşkilatı deyince sanatkârların çoğu onu hatırlar. Çeşitli gazete ve dergilerde yüzlerce yazısı yayınlandı. Kendisiyle birçok mülakatlar gerçekleştirildi. Hakkında onlarca yazı yazıldı, araştırma yayınlandı. Ansiklopedilerde detaylı bilgilerle tanıtıldı.

Hikâyecidir, romancıdır, deneme yazarıdır, fikir adamıdır, gazeteci ve yazardır, araştırmacıdır. Yazdıkları okunur, anlaşılır, konuştuklarını muhatapları ilgiyle dinler. Yerlidir, millîdir, derinliklidir, sadece fikirleriyle değil yaşantısı ile de ilgi odağıdır.

İslam dinini iyi bilir, doğru anlatır, sanatın diliyle dinin dilini birbirini kavratacak şekilde sunmayı başarmıştır. Sadece kendisi gibi düşünenler değil kendisi gibi düşünmeyenler tarafından da okunur, ilgi ile izlenir.

Beyefendi adamdır, sessiz ve sakin yapısı konuşmalarında ve yazılarında çok seslidir, yüreklidir. Yüzüne dikkatli bakanlar ondaki derinliği ve davasına adanmışlığı görür. Kararlıdır, istikrarlıdır, günübirlik düşünmez. Hadiselerin görünmeyen kısımlarını sıcak, etkili kelimelerle, kendine has cümlelerle anlatır, aydınlatır. Yolunu izler, yönteminden şaşmaz.

Dostlarının da düşmanlarının da takdirlerini kazanan bu prensipli ve prestij sahibi iman, gönül ve fikir adamının yazılarında değinmediği konu yoktur denilebilirse de biz daha çok onun SANAT, EDEBİYAT VE İSLAM konusundaki görüşlerini kendi cümleleriyle anlatmaya çalışacağız.

Rasim Özdenören elbette ki önce Müslüman, sonra da iyi bir sanat, edebiyat adamıdır. Hikâyeleri, denemeleri, araştırmaları ne kadar düşünce yüklüyse, İslami anlayışı da o kadar berraktır. Sanatıyla İslam’ı anlatmış, İslami düşünceleriyle de sanatını belirginleştirmiş ve sanatını İslam’ın hizmetine sunmuştur.

Sanat konusunda, Batı’ya öykünmeye karşıdır. Sanatın her şeyden daha çok milli bir öze sahip bulunduğunu söyler mütemadiyen. Eğitimde ve sanatta Batı taklitçiliğinin bizi kendimizden kopardığını haykırır her muhitte.

Sanatın dilini her usta gibi o da hakkıyla önemser. “İnsanlar arasındaki iletişim esas itibariyle dil ile kurulur.” der ve dile hâkimiyetin sanat eserindeki önemini dillendirir. “Her dilin kendine has bir iç mantığı vardır” ve ona göre bu mantığı kavramak çok önemlidir.
“Bu mantığı kavrayan her sanatçı kendi çağının türküsünü söyleyecektir ister istemez. Elbet yüklendiği sorumluluğun farkındaysa. Değilse, eskiden söylenmiş türküleri yinelemekten başka bir şey gerçekleştiremeyecektir.”

Değerli fikir adamına göre edebiyatın kuvveti, dediklerini aksiyom halinde sunmasındadır.

“Güdümlü edebiyatta, yapaylık, iğretilik hemen sırıtır.”
Edebiyat eserinin kuvvet ve tesiri, fikirleri, kendi hayatiyetleri ile bize telkin eylemesindedir.
Hakiki manada edebiyat, hakiki manada edebî eser, fikirleri yaşatır, o fikirleri şuurumuzun bir parçası şeklinde korur.

Edebiyat eserinin yerliliği kendi kültürel çevresine ait unsurlarıyla, evrenselliği, insanoğlunda ortak olan hislerin, tavırların, davranışların dillendirilmesiyle mümkündür.

“İslamî edebiyat, konusu ne olursa olsun, yazarın İslamî bilincini yansıtan, konusuna İslamî optikle yaklaşan ürünlerdir.”

"İslamî motiflerin bir eserde malzeme olarak kullanılmasının, o eserin İslamî sayılabilmesi için yeterli olmayacağını gösteren tipik örneklerden biridir İlahi Komedya.” diyen yazarımız; "Sanat milli bir öze sahiptir. Bu özden yoksun olan beşeri olamaz, yani evrenselliğe yükselemez. Hayatının özsuyunu milli kökten almayan roman kişisi, içi saman dolu mankenler gibidir. Romancının isteğince hareket eden kukla¬lardır" diyerek konuyu anlayacağımız bir biçimde anlatıyor.

Edebiyat, sanat ve dil konusundaki kıymetli görüşleriyle tanıdığımız Rasim Özdenören eserlerinde, İslam ve Müslümanlar konusundaki kıymetli görüşlerini de bizlerle paylaşıyor. İslam, Müslüman, Müslümanların günümüzdeki meseleleri üzerinde açıklayıcı ve aydınlatıcı bilgiler sunuyor.

Batı kültür sistemlerinin yapısını ve bu sistemlerin insan ve toplumun mutluluğunu sağlamaktan yoksun özelliklerini kitaplarında detaylı bir şekilde anlatan değerli düşünüre göre, İslam’ı anlamak onun kavramlarını anlamaktır. İslamî kavramları bilmeyenlerin İslam’ı hakkıyla bilmeleri mümkün değildir. Ona göre batılı kavramlara yerli kıyafetler giydirmek son derece sakıncalıdır ve Tanzimat’tan itibaren aydınların en çok düştüğü hatadır, bu durum.

Batılılaşmış aydının yanılgısı, batılı kavramlarla İslam’ı anlayacağını zannetmek yanılgısıdır çoğu zaman. Böylece ne Batı’yı ne de İslam’ı anlayamamışlardır. Felsefenin kavramlarıyla, birtakım “izm”lerin ölçüleriyle, İslam’ı anlama çalışmaları da böyledir ve o tür çabalar da düşünen insanlara sadece kıymetli zamanlarını boşa harcatmıştır. Kendisini vahiy’le tanımlayan İslam’ı felsefe ile, batılıların “Vahiy’e karşı insan aklının meydan okuması” şeklinde algıladığı Hümanizm ile tanımak ya da tanımlamak abesle iştigaldir.

İslam’ın ve Müslüman’ın kendine has anlayışı vardır. Ne bir dine benzemeye çalışır, ne de başka bir dinin mensubuna… İslam, nasıl sadece kendisine benziyorsa, Müslüman da sadece Müslüman’a benzer. Müslüman’ın duyuş, düşünüş, konuşuş, dinleyiş ve anlayış farklılığı onun Müslümanlığının belirtileridir.

Rasim Özdenören’e göre din, “Ne mücerret bir manevi tatmin vasıtasıdır, ne de insanların fıtratında mevcut bir haldir.” Din derken kastımız elbette İslam dinidir ve İslam dini, başlı başına bir disiplindir, sistemdir, vahiy kaynaklı şüphesiz bir hakikattir.

İslam hakkındaki düşünce yanlışlarının esas kaynağı, İslam’ı, İslam dışı anlayışla kavramaya çalışmak, onu onun kavramlarıyla anlamaya çalışmamaktır. “İslam’ı kendi mantığının dışındaki bir mantıkla kavramanın imkân ve ihtimali yoktur.”

Özdenören’in tespitiyle, Müslüman’ın İslam’a bağlılığı Allah’a kulluğunun gereğidir ve Allah’a kulluk ancak ve ancak bu yolla gerçekleştirilebilir. İslam dışı yollara sapanlar Allah’a kul değil, kula kuldurlar ve bunun binlerce örneğini İslam dışı toplumlarda görmek mümkündür.

Yazıyı daha fazla uzatmadan şöylece noktalayabiliriz sanırım:

Rasim Özdenören sanatı, edebiyatı, İslam’ı çok iyi bilen, bu konulardaki bildiklerini sanatın, edebiyatın ve İslam’ın kurallarına göre anlatan, anlattıklarıyla okuyucularını etkileyen, aydınlatan, yazdıkları ile yaşadıkları birbirini besleyen, doğru bildiği çizgiyi bütün samimiyetiyle izleyen bir sanatkâr ve edebiyatçıdır.

Sözün ve sözünün ustasıdır.

Düşünce yüklüdür.

Hakiki manada bir iman, fikir ve gönül adamıdır.

Saygılar ustaya…

Durdu Şahin
Kayıt Tarihi : 17.2.2021 11:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Durdu Şahin