Er meydanında bir kadın yürüyor
Adımlarını saymadan
Bir kez ardına bakmadan
Vurup sevdayı alın çatından
Sukurle nefesindeki aşka
Söktü yüzünden gülüşü
Takvimsiz günlerimsin kubbealtı bulut üstü anlarımda
Yoldayken yokdayım
İlk adımım kanıyor diğeri serseri
Hangi dua yokluğunu senle yoğurur
Hangi yokuşlardan yuvarlarım sensizliğimi
işte gittim...
koynumda deniz kabuklarından bir kasaba bıraktım
yığıldı denizin dibine bir tomar yaprak
resminle bakıyor uğultuları
3 günlük dünyanın 2' si gitti
Kim bilecek kaldı mı 1' i
Kul-kula aşkının sonu kavanoz dibi
olsa 1 dünya olmasa 2
2' ye fazla gelmez hiç 1' i
Salkim sogut dallarindan arindim
yandim yazdim okuyana darildim
seyrul sefer ol cihanda salindim
Hakk yolunda kelamini sureyim
.
Küçük tılsımlarla mı aldın martılarını benden
Tüm gitmişlikleri hem 'hiç'e hem 'her' e sığdırarak
Ben mi kalmamıştım savurgan sokaklarda
Yoksa sen mi gitmemiştin hiç
Ağır solukların
Yol da olmak yok da olmaktır
Yar canında yoksa zor da olmaktır
O nefesindeyse aşk da olmaktır
Sanma ki çok kahkaha atabilen mutludur
Mutluluk çatık kaşlı ciddi bir iştir yaren :)
Asık suratımda aşık bir çocuk var benim
Güşümde ağlayan, ağlayışımda gülen...
Hancılığa han lazım
Olacak ki durasın
Ben yolcuyum dünyada
Yolcu hanı ne yapsın
'Sanma ki çok kahkaha atabilen mutludur
Mutluluk çatık kaşlı ciddi bir iştir yaren :) ' ben bu paradoksa takildim bak :)
Kece Laz su sandiktaki siirleri cikar da antoloji siire doysun :)