RAMEDANI ŞERİF ÜÇ
İslâm binasının beş direğinden
Bir taseni savmı tut yüreğinden
İblisin baklavası böreğinden
Bir dilim ekmekle çorba tasına
T A S Â V V Û F
Tasavvuf İSLÂM’DIR Tasavvuf dindir
Ehl-i mutasavvıf mülkte hakimdir
Hudusatın cilvesinde sakindir
Fenafillâh kesbedebilen yoktur
Birler, yedilerden kırklardan çoktur
Durudur mânâsı, kökü safâ’dan
Sufîler feyz alır ol Mustafadan
Mücevherât mevhumunu kafadan
Çıkarıp çamura atanlar saktır
Kıl aba sırtında, temizdir paktır
Vâdı ı: Allah’tır yaşayan rasûl
Binde biri bulmak kaide, usul
Şeriat, tarikat, hakikat nasıl?
Denilirse: cevap vermemiz haktır
Vahid olan Allah, cevapda tektir
Tarikat denizdir, Şeriat gemi
Hakikat incisi denizde hemi
Üçünün hikmeti birde öylemi?
Allah’tan gelenin hepisi haktır
Üç ile dokuzda ihtilâf çoktur
Tasavvuf İSLÂM’DIR Tasâvvûf DİN’dir
Ehl-i mûtasâvvıf mülk’te hakimdir
Hudûsâtın cilvesinden, sakindir
Fenâfillâh kesbedebilen doktor
Üçler: yedilerden, kırklardan çoktur
Tasavvufta salih amel gemidir
Hırsı heva deniziyse yemidir
Denizin dalgası, gönül demidir
Tevekkül misali gölgeler yoktur
Kılavuzu Kûr’ân dalgalar çoktur
Behimi isteğe mânia halat
Ölüm sahiline şöyle bir kol at
Ticaret meydanı Kıyâmet: salât
Sahibi Allah’tır şeriki yoktur
Habîbi Zişan’dır en hazik doktor
Bidayette sofi bican olmaktır
Nihayette akıp kâlbe dolmaktır
Gönüller köşkünde sultan kalmaktır
Mûtasâvvıf ruhları Nurlu oktur
Masivacı beden gözüne şoktur
Şeriatsız ise, hakikat batıl
Hakikatsiz olan şeriat atıl
Şeriat binadır, ikisi hatıl
Temelinde sağlam taşları çoktur
Beşeri boyaya ihtiyaç yoktur
Hakikati kim katlederse fasık
Şeriatı terk edenlerse zındık
İkisini âlem eden muhakkik
Nadirattandırlar belki de yoktur
Devası: Geylani, Arabî, doktor
Şeriat ağacın, tarikat dalı
Kemale erecek dalda olmalı
Hakikat meyvesi verince balı
Besmele çekerek tatlandırmaktır
Hudusat sevdasıyla yanmamaktır
İmân etmem görmediğim Allah’a
Söz Ali’nin (k.v.)benim değil Vallah’a
Mevcudatta bakıyorum Tallah’a
Vahdeti vücud da çok hazîk doktor
Allah bir demeyen ma’lukat yoktur
Cennette: Havva’yı hazla azdıran
Âdem (a.s.)’ide bu haz ile sızdıran
Nesiminin derisini yüzdüren
İlâhi esrarda had hesap yoktur
Rabb’ın cilvesinde kaderi haktır
Tasavvuf: ENTEL HAKK diyen gönülde
Tasavvuf: Yürekten kelâmdır dilde
Tasavvuf: kulakta, burunda, elde
Azaların, zikretmeyi yoktur
Zikri-Rahim: kedilerde pek çoktur
Ben doğunca: beni bende ararım
Sabitemdir: istikrarım, kararım
Karıncadan, balıklardan sorarım!
Bizde: Yunus: gibi mihmanlar yoktur (a.s)
Seyret Süleyman’ı karınca, doktur (a.s)
Tasavvuf: ineğe ve yeşil ota
Yeşil ot içinde derç olan süte
Mısıra, mantara az daha öte,
Hu diye zikreden, attığın oktur
Verdiği üzümü asmaya koktur
Tasavvuf: ihsandır Halîk’tan kula
İster ki: Zatını, kendinde bula
Tasavvuf: rahm eder yetime, dula
Tasavvufta sıla-i Rahim, haktır
Ayeti beyandır ister aç baktır
Tasavvuf: Hüseyin Hallacı Mansur
Halketmiş: olmadığı bir unsur
İSLÂMİ: baktıkça esma’sı yansır
Soğana bak: tesettürü kaç kattır?
Hakikatte; bigayeler ahmaktır
Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 17.5.2019 19:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet İslami](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/05/17/ramedani-serif-13.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!