Ramazanlardaki çocukluğum, çocukluğumdak ...

İlhami Bulut
413

ŞİİR


19

TAKİPÇİ

Ramazanlardaki çocukluğum, çocukluğumdaki ramazanl


Ben, on yaşına kadar biz üç kişilik bir aileydik; rahmetli annem, babam ve ben..
Bilhassa sonbaharın sonlarına, benim de tam çocukluğuma denk gelen ramazanları yoğun olarak hatırlıyor ve terennüm ediyorum.
Elli haneli geniş bir aile gibiydi köyümüz, hemen herkes aynı halli, ağa gil derdik o aile biraz farklıydı, onları da Allah öyle yaratmış gibi bir kader düzlemi içinde algılar, yaşıtımız çocukları olmadığı için de moral ve sinir bozucu boyutu bizim kuşak için geçerli değildi..
Ramazan, inancın en yaşamsal en katı ve en genel tablosuydu, sonbahar ve kış sahurlarında annem genelde kuru biber kızartması, baş yemek her daim bulgur pilavı, küçük bir demliğimiz vardı onunla çay yapılırdı, annem çayı benim hatırım için yaptığını, ....bu çağa olmasa çay yapmam ....diye komşulara anlattığından biliyorum..
Çalı, çırpı ve tezekle, ocak veya sobada yemek pişirirdi, yemekleri tavada yapar çay ayrı bir külfetti, genelde rahmetli ninem bol miktarda ramazan öncesi komşularla tandır ekmeği yaparlardı, onu ıslatarak sahurda yemek güzeldi, benim bu bahsettigim tarihlerde ipragaz yoktu gaz ocağı da seyrek olarak bulunuyordu.
Ramazana çok farklı bir ihtiram duyulurdu, ramazan hangi aya denk gelirse gelsin, ap ayrı bir mevsimdi o ay..
Köyün ağır işleri arasında ki, kış aylarında hayvanların bakımı da çok zaman ve emek isterdi, rahmetli amcam ve babam hayvanlarımızla bir rızık dostluğu kurmuşlardı,
kaşağı sesi hala kulaklarımda ruhun melodisi gibi, hayvanlara çocuk gibi bakardık onlarla ünsiyet farklı ve gizli bir moral enerjisi olduğunu şimdilerde anlıyorum..
Mutfağımızda, mercimek, ďöğme, bulgur, nohut gibi hububat, süt ve mamülleri bulunurdu, evden üretilen yumurta vs..iftar sessiz ve gizemsel bir muhabbetle açılır, açlığın lezzeti doyasıya alınırdı..
Bilhassa merhume annemin sabah namazından gece yarısına kadar karınca gibi ki karıncalar bile gece dinlenir malum, köy hayatı hepsi aynı minval üzereydi...
Basit şeylere bol gülüşmeler olurdu, elektrik yok, pilli radyo bir tek evde vardı, geceler çıralar ışığında masalsı bir gizem ihtiva ederdi.
Çalar saat birkaç evde vardı sahurda komşular birbirlerini kaldırılırdı, köy meydanında teneke çalarak sahura kalkılırdı.
İnanç eşitliğin referansıydı, evimiz caminin bitişiği, sahurda çoğu kez sabah ezanı okunurken annem ve babamın kaşığı geri çevirdiklerini hatırlıyorum. Ben de aynısını yapar sabah kalkar kalkmaz da ilk işim orucu bozmak olurdu..
Bir ramazanda takribi beş yaşlarındayım ki 1961 yılına tekabül ediyor, annem dedi ki oğlum yarın arefe; arefe günü kurdun, kuşun bile ağzı bağlanır, onlar da oruç tutar sen de hiç değilse öğlene kadar oruç tut..Tamam mı tamam.
Arefe günü kalktım, sabah saat dokuz gibi pencerede unutulmuş, oruç tuzağı gibi el kadar tandır ekmeği, yesem mi, yemesem mi, annemin kurt kuş metaforu zihnimde al ver ediyorum..
Tam o arada bir serçe gelip pencere pervazına kondu ve getirdiğini gagalamaya başladı, benim top atılmış, benim için iftar vakti gelmişti, annemden daha çok şey biliyormuşum, yanılgı ıçindeymiş gibi, ekmegi suya banıp yuttum..
Annem gülerek 'annem öğlene kadar bekleyemedin mi ' dedi..
Anne kuş geldi, ağzı bâğlı değildi ..Beraber oruç açtık dedim, güldü, komşulara anlatarak gülüştüler bolca..
İnançla yoksulluğu moralmen aşarak hayatı o koşullarda en güzel şekilde yaşadılar .
Ruhumun derinliklerinde ve saklımda sabitlendi inanç..
Onun için ramazan benim için farklı bir iklim ..Herkesin inancına sonsuz saygıyla. .
Bir şairin dediği gibi günler kuş gibi uçar giderdi..
Bu tablodan mülhem, ..Şimdi.. isimli şiirimizde sanki, dünya burada tek hayat buymuş' demiştik..
Teşekkürlerimle..

İlhami Bulut
Kayıt Tarihi : 25.3.2025 16:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!